Kürklerin birleştirilmesiyle yapılan ilk giysiler, kürklerin kenarlarına sivri bir nesneyle delikler açarak, hayvan derilerinden kesilmiş sicimleri bu deliklerden geçirip bağlamak suretiyle dikilirdi. İğneyle dikiş, Cro-Magnon mağarasında bulunan ve 20.000 yıllık olduğu saptanan, kemikten yapılmış delikli iğneyle doğdu.
Gerçek anlamda ilk dikiş makinesi, 1830 yılında ortaya çıktı. Barthélemy Thimonier adında, Lyon’lu bir terzi, mekanik profesörü Ferrand’ın yardımıyla bir makine tasarladı ve gerçekleştirdi. Bu makinenin tahtadan yapılmış mekanizması, tek iplikle kesiksiz zincir biçiminde dikiş yapıyordu. Ama, işsiz kalmak korkusuna kapılan bölge terzileri zavallı Thimonnier’nin makinelerini tahrip ettiler. Onun yerini alan Amerikalı Howe, makineye ikinci bir iplikle çalışan bir mekik taktı. 1846 yılında bi ihtira beratı aldıktan sonra, Thimonnier’ninkinden daha kullanışlı ve daha sağlam makineler yaptı. Fabrikası yılda 32000’den fazla makine üretiyordu.
Howe’un amansız rakibi Amerikalı Isaac Singer, dikiş makinesini geliştirdi ve 1851 yılında çok geçmeden büyük rağbet görecek olan «Singer» marka dikiş makinesini dünya piyasasına çıkardı.
Bugün, geliştirilmiş dikiş makineleri sadece dikiş dikmiyor; aynı zamanda nakış, baskı, ekleme, onarma işleri yapıyor, yorgan dikiyor ve ilik örüyor. Küçük bir motorla donatılmış portatif makineler hafif oluyor, az yer tutuyor ve büyük kolaylık sağlıyor.
Dikiş ile ilgili deyimler ve anlamları
Dikiş makinesi çalışma sistemi hakkında bilgi için tıklayın!