Bilimsel bir ad olan elektromagnetizma, 1820 yılında ortaya çıktı. O tarihte, bir gün mıknatıslanma (demiri çekme, pusula ibresini kutuplara yöneltme niteliği) ile bir pil tarafından üretilen elektriğin özellikleri arasında gözle görülür ilişkiler olduğu farkedildi.
O sırada Alessandro Volta, elektrik pilini keşfetmişti. Danimarkalı bilgin Oersted ise, Volta Jeneratörü tarafından üretilen akımın özelliklerini inceliyordu. Oersted, öğrencilerine içinden akım geçen çok ince bir platin telin akkor haline geldiği göstermek istedi. Deney masasındaki bir yığın nesne arasında, tesadüfen bir pusula da vardı. Bilgin, platin telden her akım geçirilişinde, pusula iğnesinin yön değiştirerek, tele dikey duruma geldiğini farketti. Akım, ibreye mıknatıs gibi etki yapıyordu. Aynı şekilde, 1820 yılında Fransız bilginleri Ampère ve Arago, bir tel bobininin içine yerleştirdikleri bir çelik iğneyi, bobinden elektrik akımı geçirerek «mıknatısladılar», ilk elektromıknatıs böyle doğdu. Elektromıknatıs, 1823 yılında İngiliz Sturgeon ile 1831 yılında Amerikalı Henry tarafından geliştirildi ve büyük bir uygulama alanı kazandı. Onun sayesinde Gaus ve Morse, 1843 yılında elektrikli telgrafı ve 1878 yılında Baudot, basıcı telgrafı icay ettiler. Ama, elektromıknatısın keşfi, 1831 yılında daha önemli bir buluşa yol açtı. İngiliz Faraday, bir bakır diski bir mıknatısın kutupları arasında döndürerek, elektrik akımı üretmeyi başardı. Bu, İlk dinamoydu.