Çomak; değnek, eskiden savaşlarda kullanılan ve baş kısmı yuvarlak ağır sopa demektir. İşte çomak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Benim işlerime çomak koymak sana ne kazandırıyor?
– Adamın işine çomak koydular, düzenini altüst ettiler.
– Senin şu müdürlük işine çomak koymaya çalışıyorlar.
– Eğer çomak sokmak istediğin işler varsa benden yardım da isteyemezsin.
– Arabanın tekerine çomak sokmasına rağmen, işi sonuçlandırdık.
– Hep beraber gitmeye karar verdik, arabanın tekerine çomak sokmaya çalışma.
– Çomak kullanmak yaşlılık alametidir.
– İsfendiyar’ın adamlarından hayli âdem tuttular… İsfendiyar kendi dahi çomak darbın yedi, kaçtı, Sinop’a düştü. (Âşıkpaşazâde)
– Bu süreç aynı zamanda derin devletin derin dehlizlerine çomak soktu.
– Bu köyde çomaksız bir ihtiyar görmedim.
– Köyün meydanında çocuklar çelik çomak oynuyor.
– Çomak lazımsa sana en iyisinden bir tane ayarlayabilirim.
– İçeriden ya da dışarıdan birileri çomak sokmaya gayret gösterecek.
– Adamın arabasının tekerine çomak soktular, düzenini altüst ettiler.
– Bir işe de çomak sokmayın kardeşim.
– Köpeksiz köy bulmuş, çomaksız geziyor.
– İşi yapamıyorsun bari ablanın arabasının tekerine çomak sokma.
Çomak sokmak : Bir işi aksatan, engelleyen davranışta bulunmak.
Çelik çomak : Çocukların, çomakla çeliğe vurarak oynadıkları oyun.