Tatlı; şeker tadında olan, içinde şeker bulunan, tadı hoş olan, ağıza hoş gelen, şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek, hoşa gidecek şekilde, tatlılıkla, içilebilir ve yenebilir lezzette olan, acı olmayan gibi anlamlara gelir. Tatlı mecaz anlamı; insanın üzerinde iyi etki bırakan, hoşa giden, ferahlık veren, rahatlatan, yumuşak, cana yakın, sevimli demektir. Tatlı belâ: Çok sevilen, bu sebeple verdiği üzüntü ve sıkıntıya katlanılan kimse, bilhassa evlât, çoluk çocuk. Tatlı can: İnsana her şeyden daha tatlı gelen kendi canı, kendi varlığı demektir. İşte tatlı ile ilgili mecaz anlamlı cümleler ve tatlı ile ilgili gerçek anlamlı cümleler.
– Tatlı dil her zaman iş görür.
– Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
– Duvardaki saatleri yaylar işletiyorsa ev hayatındaki eşref saatlerini de tatlı dil işletir. (Ş. Rado)
– Nihayet işi tatlıya bağladık.
– Lâkin hanımlar sarhoşun sekrini başına sıçratmamak için sözü tatlıya bağladılar. (H. R. Gürpınar)
– Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkarken, bir de felsefe çıktı. Rica ederim bugün işi tatlıya bağlayalım. (Ö. Seyfettin)
– Öyle de canı tatlı ki ne zaman bir şey taşınacak olsa bir bahane bulup ortadan kayboluyor.
– Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım. (O.V.Kanık)
– Tatlı dilli bir kişi olduğundan yanından insan eksik olmaz.
– Nitekim şimdi de bu eli bıçaklı kalabalığın suçunu tatlıya bağlayacağa benziyordu. (S. Ayverdi)
– Bazen tatlı dilli olmandan dolayı kaybediyorsun.
– Tatlı dilli sohbetine doyum olmuyor.
– Usandım tatlı canımdan / Kaldır perdeyi aradan. (Yûnus Emre)
– Tatlı bela yine karşıma çıktı.
– Konağın idâresini aksatacak kadar telâşlanan kapı halkını tatlı tatlı sükûnete dâvet ederek işlerinin başına sevkediyordu. (S. Ayverdi)
– At satayım derken tatlı canı üste vermek vardır da ondan. (K. Tâhir)
– Yine ne istiyorsun tatlı belam?
– Neye tatlı canını sıkıntıya sokarsın diye bana çatıyordu. (R. N. Güntekin)
– Trafik kurallarına uy, tatlı canından olma.
– Can tatlıdır tatlı cana kıyamam / Meğer ağu yedireler aş ile. (Karacaoğlan)
– Şimdi kim önüne çıksa tatlı tatlı konuşuyor, cigaralar ikram ediyor, gülüyordu. (S. Fâik)
– Çarşıda tatlı bir kız ile tanıştım.
– Kazlar, balıklar, tatlılar, çörekler, yemişler… (R. H. Karay)
– Konağın bu yarı sığıntı, yarı yanaşma misâfirleri ya tatlı dilleri, kıvrak zekâları, ya el hünerleri ve çeşitli mârifetleriyle hanımların gözüne girmeye âdeta mecburdular. (S. Ayverdi)
– Beni tanımış olacaklar ki tatlı tatlı gülümsemeye, etrâfımı almaya başladılar. (R. N. Güntekin)
– Dizi güzeldi, tam da tatlı yerinde bıraktılar.
– His var mı bu âlemde nekāhet gibi tatlı. (Y. Kemal)
– Bence bu muhabbeti tatlı yerinde bırakıp dağılalım.
– Hepsine dâir hâtıralarım var / Kimi acı, kimi tatlı hâtıralar. (C. S. Tarancı)
– Pazardan biraz tatlı biber aldık.
– Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım. (O. V. Kanık)
– Bu yemekler çok tatlı olduğu için kimse yetmedi.
– Sesime mümkün olduğu kadar tatlı bir âhenk vererek: Bir dostunuz dedim. (K. Nâdir)
– Tatlı konuşuyor, tatlı bakıyor.
– Baklava, revani, lokma birer tatlıdır.
– Iraktır yollarım dolandım geldim / Tatlıdır dillerin eğlendim kaldım. (Karacaoğlan)
– İki bilezik için kadını az daha tatlı canından edeceklermiş.
– Tatlı diller dökeler mihmâna. (A. M. Efendi)
– Yemek sonrasında ufak tefek tatlılar yedik.
– Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı. (Y. Z. Ortaç)
– Bana çok tatlı gülüyor.
– Hemen onlara tatlı şerbetler döküldü. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Kalemim kayboldu diye tatlı canını sıkma, yarın yenisini alırız.
– Bu çeşmeden tatlı su almaya geldik.
Tatlı ile ilgili deyimler ve anlamları
Tatlı ile ilgili atasözleri ve anlamları