Silah; düşmanı öldürmek, imhâ etmek veya kendini savunmak maksadıyle kullanılan her türlü âlet demektir. Silah mecaz anlamı ise; hücum ve savunmada kullanılan bilgi, tecrübe, göz yaşı vb. her şey anlamına gelir. İşte silah kelimesi ile ilgili cümleler.
– Silah çekince herkes korktu.
– Saldırganlar silah çekip iki kişinin yaralanmasına yol açmış.
– Eli silah tutan her kişiyi cepheye yolladılar.
– Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler. (R. H. Karay)
– Kasabayı savunacak, eli silah tutan adam bulmakta zorlanıyorduk.
– Devrimcilik heyecânıyle silâha sarılan hiçbir ülkede 228 tâne genç ölmemiştir. (R. Tamer)
– Allah muhafaza, bir savaş durumunda eli silah tutan herkes vazife başında olacaktır.
– Bu müşterek deklarasyonların sonunda da dost dostunu, düşman düşmanını tanıyarak ona göre tedbir alıyor, hatta silâha sarılıyordu. (S. Ayverdi)
– Ailemizdeki eli silah tutan herkes harbe gitti, sadece yaşlılar ve çocuklar kaldı.
– Zaman zaman da iş kendisine düşünce silâha sarılmıştı. (A. H. Tanpınar)
– O zamanlar eli silah tutan her erkek savaştaymış.
– Zîra elyevm anlaşılmıştır ki silâh kuvvetiyle herhangi bir ırk her ırkı temsil edemez. (C. Şahâbeddin)
– Silahaltında bulunanların uyması gereken kurallar var.
– Kendisini kıskançlıkları ve hasetleriyle boğmak isteyen bir rakip zümreyi farkediverince teke tek dövüşmekten kaçan bu kaypak ve sinsi düşmanlarla baş edemeyeceğini anlamıştı. Yusuf Bey mert ve açık adamdı. Karşı tarafın mâlik olduğu silâhları deneyemezdi. (S. Ayverdi)
– Onu silah altına almışlar.
– Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silahtır. (R. N. Güntekin)
– Silaha davranmaya fırsat bulamadan yakalandı.
– Şimdi arada dişe dokunacak bir mükâfat olmadıkça iki devlet birbirine silâh çekmez. (C. Şahâbeddin)
– Silah çatma emri yerine getirildi.
– Karşı köyün karanlığına doğru üç el silâh attı. (S. Fâik)
– Miras yüzünden silah silaha girmişler.
– Dördü de silâhlarını bırakıp etrâfıma, damın toprak zemînine çömeldiler. (R. H. Karay)
– Silah başı etmek için herkes hareketlendi.
– Üç şanlı harbin arşa asılmış silâhları / Parladı yaşlı gözlere bayram sabahları. (Y. Kemal)
– Bugün yarın silah patlamak üzere.
– Nasıl olur ki hasmın silâhı vatana çevrilsin de karşısında önce benim göğsümü bulmasın? (N. Kemal)
– Birden silah patlamasıyla herkes irkildi.
– Yerleşim yerlerinde silah atmak suçtur.
Silah ile ilgili atasözleri ve anlamları
Silah ile ilgili deyimler ve anlamları