Çelme, birini düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma demektir. Çelme mecaz anlamı; engellemeye çalışmak, köstek olmak anlamlarına gelir. Çelmek ise; yolundan çevirmek, yönünü değiştirmek demektir. İşte çelme kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sakin sakin giden arkadaşını çelmek takarak yere düşürdü.
– Arkadan çelme taktığı için sarı kart gördü.
– Bizim ilişkimize çelme takmaya çalışma.
– Bir keresinde de karısı şişman kocasına ustalıkla bir çelme attı. (H. Taner)
– Bana çelme takmak her zaman hoşuna gidiyor, değil mi?
– Kışlaya gelinceye kadar önümdekilerin üzerine yıkılacak gibi olurdum. Dizlerim burkulur ve baldırlarım birbirini çelmelerdi. (C. Şahâbeddin)
– Hayat acımasız çelme takıyor tökezliyorum, bazen düşüyorum, kalbim kanıyor.
– Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı, birbirinin gözünü oyduğu bu dünyada… (H. Taner)
– Gayet güzel bir şeyi yapmaya çalışırken birisi geldi, ayağıma çelme taktı.
– Kerim, aynı zamanda karnına yöneltilen vuruşu nasıl çeldiğine şaşarak gülümsedi. (K. Tâhir)
– İndirim yaparak bizim satışlarımıza çelme takmaya çalışıyorlar.
– Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
DEYİMLER
Çelme takmak, Çelme vurmak, Çelme atmak deyiminin anlamı
* Ayağını bacağına geçirerek yıkmaya çalışmak.
* Bir işin gelişmesini engellemek veya bir kimsenin iyi yürüyen işini bozmak.