Keyif yada keyf; ferahlık, rahatlık, huzur duygusu, iç rahatlığı, gönül açıklığı, vücut sağlığı, sıhhat, esenlik, âfiyet, arzu, heves, istek, zevk, haz, neşe, canlılık, tasasızlık, alkollü içki ve başka uyuşturucu maddeler kullanıldığında insanda görülen durum, esrar gibi anlamlara gelir. İşte keyif kelimesi ile ilgili cümleler.
– İşi nihayet bitirmiştik, sıra şimdi keyif çatmaya gelmişti.
– Bu yıl tatilde iyi keyif çattık ama.
– Oldukça rahat, keyif ehli bir insandı.
– O derece keyif ehli bir adam ki nerde bir gırgır, eğlence orda o.
– Artık şehir karmaşasından uzakta bir yerde, keyif sürmek istiyoruz.
– Bu yaşa kadar babasının evinde keyif sürmekte başka bir şey yapmamış.
– Hayatı keyif sürmekle geçtiği için sıkıntıya gelemedi.
– Havanın güzelliği, bizlere ayrı bir keyif verdi.
– Misafirleri bu salonda ağırlamak, bana keyif veriyor.
– Bu sabah keyfiniz nasıl?
– Türk dizileri, izleyicilere keyif vermeye devam ediyor.
– Gel dayıma bir keyif soralım.
– Büyüklerine her fırsatta keyif sormaktaydı.
– O benim keyfimin kâhyası olamaz, ben dilediğim gibi yaşarım, karışamaz bana!
– Keyfini bozacak bir şey yoktu.
– Niye bir memurun keyfine boyun eğiyorsunuz? (N. Cumalı)
– Sen benim keyfimin kâhyası mısın dedi. nasıl istersem öyle davranırım.
– Annemin iki gündür biraz keyfi bozuk.
– Sanırım gece üşüttüm, keyfim bozulmaya başladı.
– Bugün keyfim çok bozuk.
– Tüm ailem yanımda, kimse keyfimi bozamaz.
– Bu çocuğa ne dedin de keyfi kaçtı?
– Salonda kavga çıkınca, konukların keyfi kaçtı.
– Ağır ağır keyifle başladım kahvemi çekmeğe. (S. F. Abasıyanık)
– Bu muhabbetin keyfi kaçtı, ben gidiyorum.
– Çocukları işe girdi, kendisi de yeni eve taşındı, onun keyfine diyecek yok.
– Kimseye tek kuruş borcum kalmamış, keyfime diyecek yok.
– Senin çocuğun da keyfini yapmak pek zor.
– Senin keyfini yapmak zorunda değilim.
– Onun keyfi oluncaya kadar araba gider.
– Babamın keyfi oluncaya kadar, benim yaşım geçer.
– Bu keyif ne kadar sürerdi? Tahminime göre beş on dakikadan fazla sürmezdi. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Maşallah Remzi Bey, keyfinden dörtköşe olmuşsun.
– Doğum günü hediyelerini açtıkça, keyfinden dörtköşe oldu.
– Yöneticilik görevine getirilince, keyfinden dörtköşe olmuş.
– Bir derebeyinin keyfi veya bir emîrin zevki için kan dökülmez. (C. Şahâbeddin)
– Ödevlerini bitirince keyfinden dörtköşe olmuşsun.
– Havuz başında gördüm, keyfinden dörtköşe olmuş.
– Keyfi tıkırında olduğu için, iki haftalık tatile çıktı.
– Babamın keyfi tıkırında olmasa, on kere beni arardı.
– El âlem askere gitsin, sen burada keyif çat. (B. Felek)
– Tatilin keyfini çıkarıyordu.
– Seninle de keyifli bir tatil geçirdim.
– Hayır, bu benim keyfime göre değil. (R. N. Güntekin)
– Baharın keyfini çıkarmak için pikniğe gidiyoruz.
– Gelmeyecekmiş, keyfi bilir!
– Onu boş ver, sen keyfine bak.
– Keyifler iyidir inşallah bey dedi. (R. N. Güntekin)
– Git bir hafta tatil yap, keyfine bak.
– Seni görünce keyfim geldi.
– Eğer ben de keyifli olsaydım ona neler hissettiğimi söylerdim.
– Müellif keyif verici maddelerden sakınılmasını tavsiye ediyor. (Orhan Ş. Gökyay)
– Telefonuna gelen mesajlardan sonra keyfi geldi.
– O gün keyfimiz yerinde uyandık. (S. Fâik)
– Gelip keyfimi bozmasını istemiyorum.
– Keyfini bozmak istemem, ama senin oğlun da sigara içiyormuş.
– Bize hakaret eden, bize utangaçlık yükleyen bu zincir şarkıları, düşmanın kulağına keyif verecektir. (R. E. Ünaydın)
– Sen insanların keyfini bozmaktan zevk mi alıyorsun?
– Keyfini kaçırmak istemem, ama senin oğlun da sigara içiyormuş.
– Bey, o gece hânesine çakırkeyfin birkaç derece daha fevkinde bir keyif ile avdet etti. (H. R. Gürpınar)
– Bu akşam çok keyifli olduğu için ona isteklerimi bir bir sıraladım.
– Onun emrinin ve keyfinin karşısında el pençe dururdu. (S. Ayverdi)
– Sen insanların keyfini kaçırmaktan zevk mi alıyorsun?
– Bu haberi şimdi söyleyip, misafirlerin keyfini kaçırma.
– Şimdi rakı ile tamam olmayan keyfi şarap ile tamamlamak fikri üzerinde iki arkadaş birbirini teşvîke başlamıştı. (A. M. Efendi)
– Ben onların ağzının payını veririm, sen keyfini kaçırma.
– Üç gündür yavrumun keyfi yerinde maşallah.
– O güldükçe oynayanların keyfi artıyor… (A. H. Tanpınar)
– İsteklerini, babanın keyfi yerinde olduğunda söylersin.
– Maşallah Remzi Bey, keyfinden bayılıyorsun.
– Türkü söylüyorsun, keyif çatıyorsun. (P. Safa)
– Doğum günü hediyelerini açtıkça, keyfinden bayılıyordu.
– Yöneticilik görevine getirilince, keyfinden bayılmış.
– Keyfimden uçtuğum oluyor / Rüyâma girdiğin geceler. (C. S. Tarancı)
– Seninle birlikte çok keyifli günler geçiriyorduk.
– Sık sık reklam yayınlayıp, izleyicilerin keyfini kaçırıyorlar.
– Biz gidiyoruz, gelmeyecekse de kendi keyfi bilir.
– Haftaya sınav var, ders çalışın, çalışmazsanız da keyfiniz bilir.
Keyif ile ilgili atasözleri ve anlamları
Keyif ile ilgili deyimler ve anlamları