Keyif çatmak deyiminin anlamı
* Eğlenmek ya da eğlenceli bir şey yapmak.
* Eğlenerek hoş vakit geçirmek.
* Neşeli olmak, hoş ve eğlenceli zaman geçirmek.
Örnek: İşi nihayet bitirmiştik, sıra şimdi keyif çatmaya gelmişti.
Örnek 2: Bu yıl tatilde iyi keyif çattık ama.
Keyif ehli deyiminin anlamı
* Hayatını keyif ve eğlence içinde geçiren insan.
* Rahatına düşkün kimse, zevkinden bol bol yararlanan.
Örnek: Oldukça rahat, keyif ehli bir insandı.
Örnek 2: O derece keyif ehli bir adam ki nerde bir gırgır, eğlence orda o.
Keyif sürmek deyiminin anlamı
Huzur içinde, sıkıntısız, rahat yaşamak, keyfine bakmak.
Örnek: Artık şehir karmaşasından uzakta bir yerde, keyif sürmek istiyoruz.
Örnek 2: Bu yaşa kadar babasının evinde keyif sürmekte başka bir şey yapmamış.
Örnek 3: Hayatı keyif sürmekle geçtiği için sıkıntıya gelemedi.
Keyif vermek deyiminin anlamı
Neşe vermek, sarhoş etmek.
Örnek: Havanın güzelliği, bizlere ayrı bir keyif verdi.
Örnek 2: Misafirleri bu salonda ağırlamak, bana keyif veriyor.
Örnek 3: Türk dizileri, izleyicilere keyif vermeye devam ediyor.
Keyif sormak deyiminin anlamı
* Birine “İyi misiniz, nasılsınız?” sorularını yönelterek sağlığı hakkında bilgi almak.
* Saygı göstermek.
Örnek: Gel dayıma bir keyif soralım.
Örnek 2: Büyüklerine her fırsatta keyif sormaktaydı.
Keyif benim, köy Mehmet Ağanın deyiminin anlamı
Kim olursa olsun kimsenin işime karışmasını istemem.
Keyfinin kahyası olmamak deyiminin anlamı
* Sen benim yapıp ettiklerime karışamazsın! anlamında kullanılır.
* Birisine karışmaya hakkı olmamak, istediği gibi yaşamasına engel, mani olmamak.
Örnek: O benim keyfimin kâhyası olamaz, ben dilediğim gibi yaşarım, karışamaz bana!
Örnek 2: Sen benim keyfimin kâhyası mısın dedi. nasıl istersem öyle davranırım.
Gel keyfim gel deyiminin anlamı
* Geleceğe yönelik planlarda mutluluk ünlemi olarak kullanılır.
* Bir durumdan duyulan memnunluk, işlerin yolunda gitmesi anlatılır.
Keyfi bozulmak deyiminin anlamı
* Hastalanmak.
* Canı sıkılmak, rahatı kaçmak, keyfi kaçmak.
Örnek: Annemin iki gündür biraz keyfi bozuk.
Örnek 2: Sanırım gece üşüttüm, keyfim bozulmaya başladı.
Örnek 3: Bugün keyfim çok bozuk.
Örnek 4: Tüm ailem yanımda, kimse keyfimi bozamaz.
Keyfi kaçmak deyiminin anlamı
Neşesi yok olmak.
Örnek: Bu çocuğa ne dedin de keyfi kaçtı?
Örnek 2: Salonda kavga çıkınca, konukların keyfi kaçtı.
Örnek 3: Bu muhabbetin keyfi kaçtı, ben gidiyorum.
Keyfine diyecek olmamak deyiminin anlamı
Mutlu ve huzurlu olmak.
Örnek: Çocukları işe girdi, kendisi de yeni eve taşındı, onun keyfine diyecek yok.
Örnek 2: Kimseye tek kuruş borcum kalmamış, keyfime diyecek yok.
Keyfini yapmak deyiminin anlamı
Her türlü istek ve dileği yerine getirmek.
Örnek: Senin çocuğun da keyfini yapmak pek zor.
Örnek 2: Senin keyfini yapmak zorunda değilim.
Keyfi oluncaya kadar deyiminin anlamı
Razı oluncaya kadar.
Örnek: Onun keyfi oluncaya kadar araba gider.
Örnek 2: Babamın keyfi oluncaya kadar, benim yaşım geçer.
Keyfinden dörtköşe olmak deyiminin anlamı
İçinde bulunduğu durumdan çok memnun olmak, morali yüksek ve keyifli olmak.
Örnek: Maşallah Remzi Bey, keyfinden dörtköşe olmuşsun.
Örnek 2: Doğum günü hediyelerini açtıkça, keyfinden dörtköşe oldu.
Örnek 3: Yöneticilik görevine getirilince, keyfinden dörtköşe olmuş.
Örnek 4: Ödevlerini bitirince keyfinden dörtköşe olmuşsun.
Örnek 5: Havuz başında gördüm, keyfinden dörtköşe olmuş.
Keyfine gitmek deyiminin anlamı
* Hoşça vakit geçirmeye gitmek.
* Bir yere hâkim olarak dolaşmak.
Keyfi tıkırında olmak deyiminin anlamı
Birinin işi, sağlığı, mutluluğu yerinde olmak.
Örnek: Keyfi tıkırında olduğu için, iki haftalık tatile çıktı.
Örnek 2: Babamın keyfi tıkırında olmasa, on kere beni arardı.
Keyfini çıkarmak deyiminin anlamı
Bir şeyin güzelliğinden bol bol, istediği gibi yararlanmak.
Örnek: Tatilin keyfini çıkarıyordu.
Örnek 2: Baharın keyfini çıkarmak için pikniğe gidiyoruz.
Keyfine bakmak deyiminin anlamı
Huzur içinde, sıkıntısız, rahat yaşamak, keyif sürmek.
Örnek: Onu boş ver, sen keyfine bak.
Örnek 2: Git bir hafta tatil yap, keyfine bak.
Keyfi gelmek deyiminin anlamı
Eski neşesine dönmek.
Örnek: Seni görünce keyfim geldi.
Örnek 2: Telefonuna gelen mesajlardan sonra keyfi geldi.
Keyfini bozmak deyiminin anlamı
Bir kimseyi üzmek.
Örnek: Gelip keyfimi bozmasını istemiyorum.
Örnek 2: Keyfini bozmak istemem, ama senin oğlun da sigara içiyormuş.
Örnek 3: Sen insanların keyfini bozmaktan zevk mi alıyorsun?
Keyfini kaçırmak deyiminin anlamı
Üzmek.
Örnek: Keyfini kaçırmak istemem, ama senin oğlun da sigara içiyormuş.
Örnek 2: Sen insanların keyfini kaçırmaktan zevk mi alıyorsun?
Örnek 3: Bu haberi şimdi söyleyip, misafirlerin keyfini kaçırma.
Örnek 4: Ben onların ağzının payını veririm, sen keyfini kaçırma.
Örnek 5: Sık sık reklam yayınlayıp, izleyicilerin keyfini kaçırıyorlar.
Keyfi bilmek deyiminin anlamı
İsterse yapmak, nasıl isterse öyle yapmak.
Örnek: Biz gidiyoruz, gelmeyecekse de kendi keyfi bilir.
Örnek 2: Haftaya sınav var, ders çalışın, çalışmazsanız da keyfiniz bilir.
Keyfi yerinde olmak deyiminin anlamı
Sağlığı, neşesi, mutluluğu bulunmak.
Örnek: Üç gündür yavrumun keyfi yerinde maşallah.
Örnek 2: İsteklerini, babanın keyfi yerinde olduğunda söylersin.
Keyfinden bayılmak deyiminin anlamı
Bir şeyden çok kıvanç duymak.
Örnek: Maşallah Remzi Bey, keyfinden bayılıyorsun.
Örnek 2: Doğum günü hediyelerini açtıkça, keyfinden bayılıyordu.
Örnek 3: Yöneticilik görevine getirilince, keyfinden bayılmış.
Keyfinden dört köşe olmak deyiminin anlamı
Bir şeyden çok kıvanç duymak.
Örnek: Maşallah Remzi Bey, keyfinden dörtköşe olmuşsun.
Örnek 2: Doğum günü hediyelerini açtıkça, keyfinden dörtköşe oldu.
Örnek 3: Yöneticilik görevine getirilince, keyfinden dörtköşe olmuş.
Keyfini çıkartmak deyiminin anlamı
Bir şeyin güzelliğinden bol bol, istediği gibi yararlanmak.
Örnek: Tatilin keyfini çıkartıyordu.
Örnek 2: Baharın keyfini çıkartmak için pikniğe gidiyoruz.