Buyruk; buyurulan, emredilen şey, emir, hüküm, bir şeyin yapılması ya da yapılmaması konusunda buyrulan zorlayıcı, kesin içerikli söz demektir. Buyruğu altına almak; kendisine itâat ettirmek, hükmü altında tutmak anlamına gelir. Buyruğu yürümek ise; emri tutulmak, hâkim ve hükümran olmak manalarına gelir. İşte buyruk kelimesi ile ilgili cümleler.
– Komutan buyruk verdi, kimse içeri girmeyecek.
– Kadını buyruğu altına almak isteyen ve yenilen erkeğin öce susamış küskünlüğü… (S. Erol)
– Sen bana buyruk veremezsin.
– O çok başına buyruk ve hiçbir şeyin hükmüne girmeyen bir kadın.
– Yâkutlu verilecek buyruğu bekliyordu. (M. N. Sepetçioğlu)
– Sizin çocuk da amma başına buyruk bir çocuk olmuş.
– Bu adamın başına buyruk davranması kendisinin hatasız olduğunu ve sorgulanamaz olduğunu göstermez.
– Buyruk, bu oğlanın götürülmesi gereken yere götürmem içindir. (M. N. Sepetçioğlu)
– Başımıza buyrukçu mu kesildin?
– Dengesiz, başına buyruk ve soğukkanlıyım.
– Çocukların başına buyruk olmalarına izin vermeyin.
– Müslümanım diyen kişi şartı nedir bilse gerek / Tanrı buyruğu tutup beş vakt namaz kılsa gerek. (Y. Emre)
– Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
– Sizin buyruklarını yerine getirmek için günlerce çalışıyoruz.
– Başına buyruk bir adamdı, hiç kimseyi dinlemezdi.