Sefer; yolculuk, seyahat, kez, kere, defa, herhangi (gemi, uçak vb.) taşıt araçlarının kalkış yerinden varış yerine kadar yaptığı yolculuk, savaş için yapılan yolculuk, savaşa gidiş ve yapılan savaş gibi anlamlara gelir. Sefer din kelimesi olarak ise; oturulan yerden normal bir yürüyüşle üç gün veya on sekiz saat (yaklaşık 90 km.) uzaklıktaki başka bir yere yapılan yolculuk demektir. İşte sefer kelimesi ile ilgili cümleler.
– Ailecek Avrupa’ya sefer etmek istiyoruz.
– Seferi aynı köye herkesin. (O. V. Kanık)
– Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden. (Y. Kemal)
– Bu büyük pâdişah, her biri bir ihtiyâcı karşılayan o mühim seferlerini, çok hesaplı ve dâima sağlam politikasını hep buralarda hazırladı. (A. H. Tanpınar)
– Yaz dememiş, kış dememiş, sefer etmiş, Tuna serhatlerine erişmişti. (S. Erol)
– O her seferinde / Eve geç kaldım diyor. (O. V. Kanık)
– Ve küffâra sefer murad eyledi. (K. Çelebi)
– Dünya yüzünde bir sefer olsun tanışmadan / Öz çehrenizle sizleri görmekteyim bu an. (Y. Kemal)
– Otobüs seferleri başladı.
– Bu sefer ne olduysa biz insanlara oldu. (C. S. Tarancı)
– Fakat hiçbiri, pâdişâhın sefere çıkmak üzere Edirne’yi terkettiği gün gördüğüm o emsalsiz debdebe ve ihtişâmının güzelliğiyle boy ölçüşemez. (A. H. Tanpınar)
– Ne zaman sefere çıkacaksınız?
– Ne hoş, ne güzel Tanrım, ne hoş! / Mâviliklere sefer etmek. (O. V. Kanık)
– Bu ilk sefer olduğu için hatanı görmezden geleceğim.
– Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden. (Y. K. Beyatlı)
– Bir dahaki sefere bundan çok daha iyisini yapabilmemiz gerekir.
– Bütün erkekler hazırlansın, yarın sefere çıkılacak.
– Yeniçerilerin Fâtih Sultan Mehmed’den sefer bahşişi istemek sûretiyle yaptıkları münâsebetsizlik üzerine yeniçeri ağalarının bâdemâ (…) sekbanbaşılardan tâyini takarrür etmişti. (İ. H. Uzunçarşılı)
– Kaptan olduğu için sürekli sefere çıkıyor, karısını, çocuklarını pek göremiyordu.
– Sefer çıktığı vakit kimse arkasına bakmadan gider.
– Her seferinde ufaklıklardan en büyüğü açardı telefonu. (E. Şafak)
– Ticaret yapmak maksadıyla uzun bir sefere çıkacağız.
– Böyle bir dersi alan rûha vatan dar görünür / Dâimâ başka sefer başka ufuklar görünür. (Y. Kemal)
– Sana kaç sefer söyledim kredi kartı kullanma diye.
– Ne hoş, ey güzel Tanrı’m, ne hoş / Maviliklerde sefer etmek. (O. V. Kanık)
– Bu uzun sürecek olan sefer, hepimizi ziyadesi ile yoracaktır.
– Yârân-ı vatandan bizi özler bulunursa / Düştük sefer-i gurbete muhtâc-ı duâyız. (Rûhî-i Bağdâdî)
– Eski Türklerde devlet başkanları da askerleri ile beraber sefere çıkardı.
– Son seferde gelen mal kaliteli değildi.
– Namazın seferde kısaltılması kanâatini taşırlar. (Taarruf Terc.)
– Kar yüzünden tren seferi yapılamıyor.
– Otobüs sefere kalkmak üzereyken yetişebildik.