Teşebbüs; bir işi yapmaya davranma, girişme, girişim gibi anlamlara gelir. Teşebbüs hukuk dilinde ise; bir kimsenin bir suçu işlemek niyetiyle harekete geçmesi, fakat elinde olmayan sebeplerle fiilini gerçekleştirememesi durumu demektir. İşte teşebbüs kelimesi ile ilgili cümleler.
– Arızayı onarmak için teşebbüse geçmeye karar verdik.
– En haklı bir dâvâcı kendisine rüşvet vermeye teşebbüs etse o saatte onu haksız çıkarırmış. (Ö. Seyfeddin)
– Fiil teşebbüs safhasında kaldı.
– Bunu yapmaya teşebbüs ettiğin doğru mu?
– Bankadan para almak için teşebbüs bile etmeden işimizi kolayca hallettik.
– Bir vatan vazifesidir, teşebbüs et, dediler. (F. R. Atay)
– İki kez saldırmaya teşebbüs etti.
– Kocasını öldürmeye teşebbüs suçlarından hüküm giymiş.
– Eğer ki ilaç kullanmasaydım beni yenmeye teşebbüs etmezdin.
– Bu boş arsayı alıp bir inşaat yapma teşebbüsümüz olmuştu.
– Yapacağım şeye kendim teşebbüs etmez mi idim sanıyorsun? (N. Kemal)
– Ceza hukukunda teşebbüs bir failin suç işlemek üzere harekete kalkışması ancak elinde olmayan nedenlerle sonucu elde edememiş olması halini ifade eder.
– Son teşebbüsüm de boşa çıkınca bu çocuğu evlendirmekten vazgeçtim.
– Bildiğim kadarıyla, Mustafa intihara teşebbüs etmedi.
– Hırsızlığa teşebbüsten hakkında soruşturma açıldı.
– Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 10 yıl ağır hapis cezası ile aranıyor.
– Risk aldı, teşebbüs etti, takımı adına önemli işler yaptı.
– Akıl ermez bir fedailik azmi ve cüreti içindeki üç adam, aynı gün ve belki aynı saatte teşebbüslerine girişiyor. (N. F. Kısakürek)
– Tokyo’da Faslı boksör, rakibinin kulağını ısırmaya teşebbüs etti.
– Bu teşebbüslerin hiçbiri hiçbir zaman boşa gitmez.
– Daha önce böyle bir işe hiç teşebbüs edilmedi.
– Kaçmaya teşebbüs ettiyse de başarılı olamadı.