Mücerret; madde ve cisim hâlinde olmayan, soyut, düşüncede var olan, zihinde soyutlama, tecrit yoluyle elde edilen, katıksız, karışıksız, saf, hâlis, yalın, çıplak, yalnız, yalnızca, sadece, ancak, sırf, tek, tek başına, münferit, evlenmemiş bekâr erkek gibi anlamlara gelir. İşte mücerret ile ilgili cümleler.
– Çünkü fikirler mücerrettir. (Ö. Seyfeddin)
– Belki asıl zaman, mutlak mânâsında zaman odur ve ben şimdi onun mücerret âleminde yaşıyorum. (A. H. Tanpınar)
– Benim mücerret nazariyelerime karşı muârızlarımın müptezel teşbihler ve müşahhas delillerle müdâfaa ettikleri tez bu câhil efkârıumûmiyeyi aldatabilirdi (Peyâmi Safâ)
– Bir nevi mücerret şiir demek olan tekerlemeleri dinlemek ister. (A. H. Çelebi)
– Birkaç güvercin, avlunun mermerleri üzerinde çok mücerret bir bahçede gezinir gibi salınıyorlardı. (A. H. Tanpınar)
– Mücerret olan işlerle uğraşmadan insanlarla iletişime geçmeyi de denemelisin.
– Yavrum, gençsin, dilbersin, mücerretsin. (S. M. Alus)
– Etrâfı bir küçük parmaklıkla setredilmiş bir mücerret mezarın kenarında tevakkuf etti. (S. Sezâî)
– iz mücerret bir kanun ve nizamı tutturmuşsunuz ve öylece de yürüyorsunuz. (K. Korcan)
– Senin mücerret anlayışında benim bile idrak edemediğim bir derinlik var..
– Avrupa’da bir matbaa, açmak mücerret vatana, devlete ihânet fikrinden mi münbais olur? (E. Tevfik
– Meselâ Alevî-Kızılbaş Türkmenleri’nde ve köy Bektâşîler’inde evlilik ve âile kurumu son derece önemli ve kutsaldır. İslâmiyet’in de ısrarla üzerinde durduğu bir müessesedir. Balım Sultan’dan sonra hiç evlenmeyen mücerret dervişler zümresi yaratılması ve onların saklı-gizli evlenmelerini önlemek için kulaklarına küpe (mengûş) takma usûlünün getirilmesi onlar tarafından çok yadırganmıştır. (R. Fığlalı)
– Böyle mücerret bir alanda şiir yazmak da oldukça zor olsa gerek.
– Görünüşe bakılırsa mücerret İngilizce’yi unutmamak için doktorun sohbetini istediği anlaşılır. (A. M. Efendi)
– Bâzûları kevser-i muhalled / Engüşteri cevher-i mücerred. (Ş. Gālib)
– Sana oğlanın havâîliğini gider dedikse onu kulağı küpeli mücerret derviş yap mı dedik? (S. Erol)
– Metin tahlîli usûlüne dâir umûmî ve mücerret bir kitap yazmak bize tehlikeli göründü. (M. Kaplan)