Tefrit; gereğinden daha aşağıda olma durumu, aşırı derece ihmâl ve gevşeklik gösterme gibi anlamlara gelir. Genellikle iki aşırı ucu göstermek üzere ifrat kelimesiyle birlikte ifrat ve tefrit şeklinde kullanılır. İşte tefrit kelimesi ile ilgili cümleler.
– Çokluğa dâim uymak lâzımdır; karşı gelinmez. İnsan kendine baktırmamalı, ifrat ve tefrit ikisi de boş. (A. V. Paşa)
– Kiminde mâni-i tefrît yok, ne müşkül derd. (M. Nâci)
– İşte mânevî terbiyenin gâyesi de; insanın kuvvet ve temâyüllerini ifrat ve tefritlerden koruyup Kurʼân ve Sünnetʼin bildirdiği, makbul olan îtidâl (denge) seviyesine getirmektir. Bu fıtrî temâyüller, kendi hâline bırakılıp terbiye edilmediği takdirde, hayra değil, şerre ve zulme vâsıta olur; fayda yerine zarara sebebiyet verirler.
– Kuvve-i akliyyenin ifrâtı, cerbezedir/taşkınlıktır. Tefrîti, ahmaklıktır. Makbul olan îtidâli ise, aklı vahyin rehberliği altında kullanarak hikmet ve firâsete nâil olmaktır.
– Şu denlü etmişim tefrît ü taksîr / Ki keffâret değildir binine bir. (Şeyhî)