Perişan; dağınık, düzensiz, karmakarışık gibi anlamlara gelir. Perişan mecaz anlamı ise; acınacak durumda, zavallı, kederli, muztarip demektir. İşte perişan kelimesi ile ilgili cümleler.
– Şu kredi borçları, tüm ailemize perişanlık verdi.
– Bir hastalık yüzünden tüm aile perişan oldu.
– Yurdumuzu perişan etmeye çalışan hainlere dersini de verdik.
– Her sabah kilisede Türkler’in perîşan olması için duâ edilirdi. (Ö. Seyfeddin)
– Güzelim takımı perişan ettiler.
– Bu ses beni büsbütün perîşan ediyordu. (K. Nâdir)
– Bugünlerde ev çok perişan hiç temizlik yapmadım.
– Dayım, kafamdaki perîşan fikirleri kendi kelimeleriyle bana söylüyor. (Y. Z. Ortaç).
– Çoluk çocuğunu perişan etmeye utanmıyor musun?
– Çünkü bu ölüm en ziyâde sizi perîşan edecek. (R. N. Güntekin)
– Perişan bir halim olduğu için işten eve gidip hemen uyudum.
– Hayâtım perîşan, hâlim derbeder. (O. S. Orhon)
– Gözlerini açıp etrafına bakındı, Karşısında perişan bir tavırla titreyen karısından başka bir şey göremedi.
– Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için. (C. Şehabettin)
– Ailesi perişan olmasın diye çok çalıştı.
– Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak. (H. E. Adıvar)
– Serteser seyr eyle âlem zülfüne dildâdedir / Ey beni ta’yîb eden hâl-i perîşânım görüp. (L. Gālib)
– Hasan son derece perişan görünüyor, değil mi?
– Serhatteki ordunun hâli de perîşandı. (Ö. Seyfeddin)
– Muazzeze hiçbir şey söylemiyor, sadece onun dalgın, perişan halini kalbi parçalanarak seyrediyordu.
– Hani ya, şu köşe penceresinin deliğinden baktığım zaman perîşan bir halde gördüğüm kimsenin adı Mergup Bey. (A. M. Efendi)
– Misafirlerin çocukları evi perişan hale getirdiler.
– Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim. (S. F. Abasıyanık)
– Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan, ağır ağır yürüyorlardı. (Ö. Seyfettin)
– Hakikaten harap ve perişan bir haldeydi.
– Bir garîb âşüfteyim zülfündedir cem’iyyetim / Ey sabâ lutf et perîşân eyleme ahvâlimi. (L. Gālib)
– Yolculuk bitinceye kadar hepimizi perişan olduk.
– Gençliğinde perîşan olmana kimdir sebep? (F. N. Çamlıbel)
– Tatilciler boş yer bulamayınca perişan oldu.