Şöhret; her yerde herkesçe tanınma, meşhurluk, ün, san, nam, bir kimsenin herkesçe bilinen, onunla meşhur olduğu adı veya lakabı gibi anlamlara gelir. İşte şöhret kelimesi ile ilgili cümleler.
– Günümüz gençleri, kısa yoldan şöhret bulma peşinde.
– Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış / Zamanla anlıyor insan dünyâyı. (O. V. Kanık)
– Edebiyat Derneği’nde şiir dünyâmızın eski, yeni birçok şöhretleriyle tanıştım. (Y. Z. Ortaç)
– Dîvanyolu’nda Ârif’in Kırâathânesi bir zaman büyük şöhret kazanmıştı. (A. H. Tanpınar)
– Haleb’e bu şeyhin şöhretini işiterek koşmuş. (R. H. Karay)
– Riyâ vü zühd ile şöhret bulunca bir âdem / Elinde bâde-i nâb olsa âbiddir derler. (A. Asım)
– Şöhretimi bu albümüme borçluyum.
– Zâten şöhretli Mısır muganniyesinin adı da Ümmükelsüm’dür, Ümmügülsüm değil. (R. H. Karay)
– Arkadaşım her zaman şöhret peşinde koşuyor.
– Şöhret dolu yılların ardından ben de yalnız kaldım.
– Mustafa bin Şemseddin’in bizce şöhreti Kâtip Çelebi ve Avrupaca şöhreti Hacı Halîfe’dir. (Ş. Sâmi)
– Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. (R. H. Karay)
– Oynadığı iki filmle şöhret bulmuş bir sanatçı.
– Burada jandarma teğmeni olsun da daha bir defa, Ankara’da şöhret salmış olan o gözleri görmesin. (R. H. Karay)
– İnsanların şöhret peşinde koşması çok vahim bir durum.
– Uzak yakın muayyen bir seviyenin mensupları için Han Süleyman Ağa’nın genç ve güzel karısı belirli bir şöhretti. (S. Ayverdi)
– Bu devirde herkes şöhret peşinde.
– Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var. (Y. Z. Ortaç)
– Yeni bir rekor kırması, onun şöhretini artırdı.
– Fakat Nedim’den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Şöhret böyle birşey, yaşa, başa, kabiliyete bakmıyor.
– Senin şöhretine bakanlar bu sözleri senden işitince hayretlere düşerler. (A. M. Efendi)
– Şöhret olmak için çok emek veren isimler var.
– Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler bulunurdu. (A. Ş. Hisar)
– Derginin çevresinde toplanan şöhretler bile satışını etkileyemedi.
– Artık mektep idâresinin bile özel gözlerle baktığı bir şöhret oldum. (Y. Z. Ortaç)
– Ekranlarda güzelliğiyle şöhret salmış bir oyuncu.