Ödün; anlaşma yolu bulabilmek için hak, istek ve iddialarından karşı taraf yararına vazgeçme, tâviz demektir. Ödün vermek ise; hak, istek ve iddialarından vazgeçmek, tâviz vermek anlamlarına gelir. İşte ödün kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sen böyle ödün vermeye devam edersen, millete maskara olacaksın.
– Hayatı boyunca ödün vermeden yaşayan biri olarak örnek olmuştur.
– Hayatın boyunca ödün vermeden yaşayabilir misin?
– Ders çalışmak için uykundan ödün vermeye başla.
– Ödün verememek için her işimizi düzgün yapmak zorundayız.
– Ödün vermemek için elinden geleni yapıyordu.
– Yaşamı boyunca ekmek parası yüzünden olmayacak ödünler verdi. (H. Taner)
– Hızlı üretim yapıyoruz, ama kaliteden ödün vermeden hizmet ediyoruz.
– Tüketici beklentilerini ürünlerinin sunduğu konfor ile fazlasıyla karşılayan ayakkabı modelleriyle kaliteden ödün vermiyor.
– Mağlup duruma düşmemize rağmen tempomuzdan hiç ödün vermedik.
– Birilerine yaranmak için karakterinden ödün verme.
– Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor. (N. Cumalı)
– Paolozzi uluslararası sanat dünyasında kendi görüşünü ve kendi yorumunu hiçbir ödün vermeden sanatında uygulamaya uğraş vermiştir.
– Sakın ödün vereyim demeyin hemen kararlarımızı uygulayalım.
– Bugüne kadar markanın kalite çizgisinden ödün vermeden, dünya moda standartlarındaki ayakkabı modelleriyle tüketicilerine şıklığı, rahatlığı ve dinamizmi sundu.
– Yaptıklarından hiç ödün vermiyor.
– Bu çocuğu çok şımarttın, lütfen daha fazla ödün verme.