Yarmak; ortadan ayırmak, bölmek, kesip açmak, delip açmak, derin yara açmak, geçişe engel olan bir şeyi delip geçmek gibi anlamlara gelir. İşte yarmak kelimesi ile ilgili cümleler.
– Dağlardan ovalara kanallar mı yardı? (F. N. Çamlıbel)
– Seyre çık sevdiğim akşamları kurbanlarını / Yarıyor kalbini herkes sana göstermek için. (F. N. Çamlıbel)
– Bisikletten düşen Ali dizini yarmış.
– Kuşatmayı yarmak için yapılan son çaba 22 Nisan 1916 tarihinde, 3 hafta süren umutsuz saldırılardan sonra, başarızlıkla sonuçlandı.
– Kalabalığı yarıp ilerledim. (Bediî Fâik)
– Evimizde hasta döşeğinde yatan annemi bulmak için karanlıkları yararak bir türlü kapıyı bulamayan ben vardım. (H. Z. Uşaklıgil)
– Kuşatmayı yarmak için Halbe’ye doğru batı yönünde bir yarma girişiminde bulunuldu.
– Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. (R. N. Güntekin)
– Doktor mîdesini yarıp uru aldı.
– Ve bir bıçakla yardım. (A. M. Arolat)
– Oynarken düşüp kafasını yardı.
– Baktım ki deniz insanı durgun suyu yardı / Bir dev gibi mûnis ve yosun saçları vardı. (Y. Kemal)
– Böylece bu yoldan Alman hatlarını 48 saat içinde yarmak mümkün olacaktı ama bu arada Sonbahara girilmiş, sağanak yağmurlar başlamıştı.
– Bitkiler toprağı yarıp çıkarlar.
– Vapurun yardığı sular, iki yanından güya neşelerinden köpüre köpüre Üsküdar’a gidişler, daima eğlenceliydi. (A. Ş. Hisar)
– Mehmet, taş ile kardeşinin başını yarmış.
– Estağfurullah, bir kadının karnını yarıp da içindeki saçı bitmedik mâsumu paralamak Kalabaka haydutlarına yakışır. (N. Kemal)