Öğüt; bir kimseye doğru yolu göstermek, yapması ve yapmaması gereken şeyler üzerine dikkatini çekmek için söylenen söz, verilen fikir, nasîhat gibi anlamlara gelir. İşte öğüt kelimesi ile ilgili cümleler.
– Okul başarısı için bana öğütte bulundu.
– Dedem herkese öğütte bulunuyor, sen de iyi dinle.
– Kime ki öğüt verdim / O Hakk’a erdi gördüm / Bana benim öğüdüm / Hiç eylemedi eser. (Y. Emre)
– Çocuğunuz sınıfta çok yaramaz, lütfen biraz öğütte bulunun.
– Öğütler insanlara yol gösteren değerlere sahiptir.
– Aklım fikrim yâr eyledim ben bana / Öğüt verdim deli gönlüm almadı. (Kul Himmet)
– Sana küçük bir öğüt vermek istiyordum.
– Senden öğüt alacak değilim, neyin ne olduğunu iyi biliyorum.
– Yâ Mansur, ilk nefsini öğütle, eğer nefsine senin öğüdün koyarsa ayruklara (başkalarına) dahi öğüt ver. (Tuhfetü’l-Letâif Terc.)
– Eğer öğüt tutmazsan gençlik yıllarında başın çok ağrıyabilir.
– Çağırırım çağırırım yanıma gelmez / Bülbülden öğrenmiş dikene konmaz / Yüz bin öğüt versem biri kâr etmez. (Türkü)
– Serin ırmakların yeşil söğüdü / Yârim anasından almış öğüdü / Evvel küçücüktü şimdi büyüdü / Aman Allah al başımdan sevdâyı / Genç yaşımda zindan ettin dünyâyı. (Türkü)
– Sana biraz dostça öğüt verebilir miyim?
– Ayağını denk al yavrum, ateşle oyun olmaz, diye öğüt verdi. (H. Taner)
– Öğüt tutmak bir öğrencinin yapması gereken en önemli işlerden biridir.
– Bu konuda git halandan biraz öğüt al.
– Meysere yine müsülmanlık çerisini öğütledi, gafletten uyandırdı. (Darir)
– Öğretmenim hangi kitabı alacağım konusunda bana öğüt verdi.
– Böyle bir öğütte bulunacak olduktan sonra bu öğrencimizin okumasının anlamı kalmazdı. (M. C. Anday)
– Bu eserler, insanlara toplumda nasıl davranmaları gerektiğini açıklayan dinî- ahlâki nitelikli öğüt kitaplarıdır
– Annemin öğütlerini dinlemiş olsaydım işler bu hale gelmezdi.
– Bütün öğütlerine itaat ettiğim hâlde hiçbir şeye muvaffak olamıyorduk. (A. Gündüz)
– Babanın verdiği öğütleri mutlaka tutman gerekir.
– Ol ki bana öğüt verir yârını terk et diye / Bâd-ı havâdır öğüdü dediği söz söz değil. (Ahmedî)
– Öğüt veren çok, para veren yok.