Serbest; hür, özgür, belli kurallara bağlı olmayan, tutuklu olmayan, esir veya bağımlı olmayan, herhangi bir kısıtlamaya, şarta ve zorlamaya bağlı olmadan davranabilen, istediği gibi karar verip istediği gibi hareket edebilen, herhangi bir güç tarafından engellenmeyen, bir şeye veya yere bağlı olmayan, o anda yapacak bir işi olmayan, o sırada boş olan, rahat hareket eden, rahat konuşan, sıkılgan ve utangaç davranmayan, davranışlarında görgü kurallarını yada toplumun verdiği hükümleri fazla umursamayan gibi anlamlara gelir. İşte serbest kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sorgulamanın ardından savcı serbest bırakmış.
– Ona, serbest olsaydı Erenköyü’nden başka nereye gidebileceğini sordum. (P. Safâ)
– Huzurda serbest, tabiî oturuşu sadrâzamı çok şaşırttı. (Ö. Seyfeddin)
– Babâîler isyânını besleyen asıl kuvvet mevcut otoriteyi tanımaya hiç de râzı olmayan, sürülerine serbest otlak, kendilerine beylik arayan Harezm kabîleleridir. (A. H. Tanpınar)
– Öğleyin serbestim, gelebilirsin.
– Ben küçük olduğum için kadınlar arasında dolaşıyor, her yere serbestçe girip çıkıyordum. (K. Nâdir).
– Güç vaziyetimde beni biraz daha serbest bırakmak için yengemin odadan çıkmasından da müteessir oldum. (P. Safâ)
– Ötekilere de pek serbest davranır isem de onlar benden utanırlar. (M. Ş. Esendal)
– Son derece hassas, doğru, samîmî, serbest. (Ö. Seyfeddin)
– Bugün seni serbest bırakıyorum, ne yaparsan yap.
– Dallar ve yapraklar arasında görünen mâi ve serbest semâ parçalarına (…) durup bakıyordu. (A. Hâşim)
– Aklî muvâzenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı. (S. Fâik)
– Hasan geçen ay ceza evinden serbest bırakıldı.
– Grazya her hususta serbest. (Ö. Seyfeddin)
– Fakat onlar donmuş avuçlarıyle zamânı da yakalıyorlar, durduruyorlar ve hayâtımın serbest akışına mâni oluyorlar. (P. Safâ)
– Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bıraktık.
– O yaşta bir genç kızı pek serbest bırakmak doğru değil. (R. N. Güntekin)
– Kız o kadar serbestti ki on dakîka içinde on senelik lâflar konuştuk. (Ö. Seyfeddin)
– Saat beşten sonra serbest misin?
– Hâsılı bahçeye serbest bir orman manzarası verdirmek için bilseniz ne kadar çalıştım. (A. Hâşim)
– Serbest çalışmak için bir iş yeri açtı.
– Kent’e giriş çıkışlar serbest olmuş.