Heybet; ululuk, azamet, büyüklük, görkem, mehabet, korku ve saygı uyandıran görünüş, insanda korku ve saygı duygusu uyandıran etkili görünüş, bir şey karşısında hissedilen korku ile karışık saygı duygusu gibi anlamlara gelir. Heybet tasavvuf’ta ise; Sûfîlerin, Allah’ın celâl tecellîlerinden birine vâkıf veya mazhar olmaları dolayısıyle kalplerinde hissettikleri havftan ve kabzdan da öte korku hâli demektir. İşte heybet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Dedem elinde asası ile heybetli yürüyordu.
– Kosva’dan, Niğbolu’dan, Varna’dan, İstanbul’dan / Anıyor her biri bir vak’ayı heybetle bu an. (Y. Kemal)
– Geldi kim tuttu cihânı heybeti. (S. Çelebi).
– Biz onların yorgun ve durgun bile olsa düzgün ve heybetli hâllerini görüyorduk. (A. Ş. Hisar)
– … Onlar / Kocaman tulgalı, heybetli cesur insanlar. (O. S. Orhon).
– Ecdâdımızın heybeti ma’rûf-ı cihandır. (N. Kemal)
– Böyle heybetli, akıllı adam, sana hocalık etmiş adam ölür mü hiç? (N. Hikmet)
– Onlar toprağımızın hakîkî gurûrudur; belki dedelerimiz o heybetli vakārı, o dağ sükûnetini onlardan öğrendiler. (A. H. Tanpınar)
– Filler heybetli hayvanlardır.
– Beyaz gömlekli, heybetli adam parmağıyle beni de işâret etti.
– Bu heybetli kisiye ancak Ibrahim Ethem soru sorabildi.
– Heybetli biri kadınlarda korku uyandırırken aynı zamanda etkiliyor.
– Misafirperver, mert, yiğit, nükteci ve aynı zamanda heybetli biri idi.
– Bebeksi bir yüze ssahipsen heybetli değilsindir.
– Silâhlarımı takınıp aynaya baktığım zaman heybetimden kendim bile korkarım. (F. Reşat)
– Adını bilmeseler bile heybetini tarif etsem gene bulunur. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Kasları heybetli olduğu için güçlü olduğu anlaşılan biri bana doğru geliyordu.
– Sezdim bir âşinâ gibi heybetli hüznünü. (Y. Kemal)
– İmparatorluğu, gösterişi heybetli olan ve fakat içi oyulmuş bir çınar gibi zayıf düşürmüştür. (A. Kabaklı)
Korku ile ilgili atasözleri ve anlamları
Korku ile ilgili deyimler ve anlamları