Marifet; hüner, mahâret, uzmanlık, iş yapma husûsundaki ustalık, beceriklilik, bilim, bilgi, ilim, aracı, ikinci el gibi anlamlara gelir. Marifet mecaz anlamı; uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış, tuhaflık demektir. İşte marifet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Anne yine marifet gösterip, masayı donatmış.
– Maşallah kızımızın da on parmağında on marifet var.
– Konağın bu yarı sığıntı, yarı yanaşma misâfirleri ya tatlı dilleri, kıvrak zekâları, ya el hünerleri ve çeşitli mârifetleriyle hanımların gözüne girmeye âdeta mecburdular. (S. Ayverdi)
– Meğer ne marifetleri varmış o gösterişsiz saatin! (H. Taner)
– Son zamanlarda marifet sahibi insanların buraya gelmesinde bir hikmet olmalı.
– Kalıbımı basarım, bu gözlüklü Hikmet’in mârifetidir. (M. Yesâri)
– Kendisi çok marifet sahibi biri olduğu için elinde her iş gelir.
– Zaten dünyada her şeyin bir izahı vardır ama marifet, onu izah etmesini bilmeli. (A. H. Çelebi)
– Gençliğe düşen şey batının ilmini, mârifetini yurda getirmektir. (K. Bilgegil)
– Mârifet iltifâta tâbidir / Müşterisiz metâ zâyidir. (M. Nâci)
– Marifet iltifata tabidir, doğru bir işi takdir etmek gerekir.
– Yaptığın marifeti beğendin mi?
– Sanki mârifet yaptın, işi berbat ettin.
– Yoksa iki delik delmek büyük mârifet değildi. (A. M. Efendi)
– Lafla değil, gerçek hayatta marifet göster de inanalım.