Yürümek; adım atarak ilerlemek, yol almak, mesâfe katetmek, geçerli olmak, ölmek, kaybolmak, çalınmak, bir yöne doğru yer değiştirmek, çocukların için ayakları üzerinde dolaşabilecek duruma gelmek, gereği gibi ilerlemek, hücum etmek, saldırmak, yer değiştirerek ilerlemek, yayan olarak gitmek, yürüyüş yapmak, sokağa dökülmek, gezmek, spor amacıyle yürüyüş yapmak gibi anlamlara gelir. İşte yürümek kelimesi ile ilgili cümleler.
– Öfkeyle delikanlının üstüne yürüdü.
– Bir gün üstüme yürüdü, sen benim kâğıtlarımı karıştırıyorsun, beni polise gammazlıyorsun diye.? (A. İlhan)
– Sen beni sevmedin, sevemedin, bu böyle yürüyemez. (R. H. Karay)
– Yeni müdür gelince eski müdür yürüdü.
– İşler başka türlü yürürdü. (R. N. Güntekin)
– Yürüyecek mecalim kalmadı, bir arabaya binelim.
– Komiserlik kalemi, Abdürrezzak Bey isminde pek halûk ve nâzik bir başkâtibin idâresi altında (…) yürüyordu. (H. Z. Uşaklıgil)
– Fâtih Câmii’nde ise yine ilk bânîsinin adı yürüyüp gitmiştir. (S. Ayverdi)
– Zaman yürümüyor, dakîkalar korkunç bir sıkıntı içinde uzuyorlar. (P. Safâ)
– İşçiler asgarî ücret için yürüdü.
– Bu yolu kaç saatte yürüyebilirsin?
– Her şeye rağmen hayat yürüyor. (B. Felek)
– Yürüyen düşmanı bir hamlede döktün denize. (Y. Kemal)
– Daha ne kadar yürüyeceğiz? Benim yürüyecek mecalim kalmadı.
– Üzerine yürümekten çekinmeyeceğim. (N. Kemal)
– Ve ters yüzü dönerek hiç zahmet çekmeden yürüyüp gitti. (P. Safâ)
– Cemedebildiği askerle Kudüs üzerine yürüdüğü cihetle hıristiyanlar çâresiz vatanlarını muhâfaza için geri çekildiler. (N. Kemal)
– İstesende istemesende tıpış tıpış yürüyecez.
– Haydi yürüyelim, geç kalacağız.
– Ötekiler sandallarına doğru yürüyüp gittiler. (S. Fâik)
– Her sabah bir saat yürüyor.
– Saman altından su yürütenleri hiç sevmem.
– Oğlunuz biraz geç mi yürüdü?
– Saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var. (Y. Kemal)
– Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm. (P. Safâ)
– Karadeniz’den gelen gemilerin Rumeli sâhilinin bu noktasına erzak ve odun bırakma an’anesi yürüyüp gitmişti. (S. Ayverdi)
– Fakat buralarda yüksek topuklu İstanbul iskarpinleriyle yürümek ne mümkün!… (R. E. Ünaydın)
– Adamın saman altından su yürüttüğü apaçık ortadaydı.
– Atatürk Erzurum’dan işe başlar. Tıpkı ilk fâtihler gibi oradan Anadolu’nun içine doğru yürür. (A. H. Tanpınar)
– Onun ne biçim bir insan olduğunu bana sorun; o, karda gezer izini belli etmez biridir.
– Saatlerin yelkovanları (…) minenin rakamları üzerinde yürürler ve sâhiplerini zamandan takrîbî bir sûrette haberdar ederlerdi. (A. Hâşim)
– Bu konuda fikir yürütmek işime gelmiyor.
– O da benim gibi sert adımlarla yürüyor. (R. H. Karay)
– Bu konuda pek çok fikir yürütmesine rağmen, hâlâ işin aslını çözebilmiş değil.
– Evinin önünden yürüdüm yoldan / Doğrulup baktım da ar ettim elden. (Karacaoğlan)
– Bekleme yapma İsmet, yürü!
– Allah yürü ya kulum deyince, bir yerden kapılar açılır.
Yürümek ile ilgili atasözleri ve anlamları
Yürümek ile ilgili deyimler ve anlamları