Çekiç, tarih öncesi çağlardan başlamak üzere insanoğlunun eline aldığı basit bir taş şeklinde kullanılmıştır. Bir kol uzantısı, bu taşa hedefe vurmakta daha büyük güç kazandırdı. Ama uzun yüzyıllar boyunca çekiç, bir savaş aleti olarak kaldı. Çekiç, çivi çakmak ve benzeri işlerde kullanılması yanında, madenleri dövmede de kullanılan madeni bir alettir.
Çekiç, çeşitli görevler yapar. Bir çivi üzerine vura vura, onu çakmağa yarar; bir başka âfetin, örneğin yontma kaleminin üzerine vura vura, heykeltıraşın ağacı ya da taşı yontmasını sağlar; demircinin ya da kazancının doğrudan doğruya bir maden üzerine vura vura onu döverek işlemesine ve dilediği gibi biçimlendirmesine olanak verir.
İnsanlığın başlangıcından beri çekiç, temel âlettir. Yeni tekniklerin gereklerine karşılık verebilmek için, bilimin gelişmelerinden yararlanılarak, gerek biçim gerek kullanma yeri bakımından, değişik tipte pek çok çekiç yapılmıştır. Her meslek kolunun, kendine göre hafif (Eskiçağ’ın oymacı çekici gibi) ya da ağır (demirci çekici gibi) bir çekici vardır. Elektrikçi, camcının çekicinden daha ince fakat daha ağır bir çekiç kullanır…
Sanayi çekiçleri de çok çeşitlidir: 1841 yılında Creusot’da ortaya çıkan buharlı şahmerdanın yerini dövme presleri aldı; madenci kazması, XX. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren, yerini pnömatik şahmerdana bıraktı. Ve, metalleri daha kolay perçinlemek için, bugün tersanelerde kullanılan perçin çekici, eskiden binlerce kişinin el çekiciyle ürettiği işton çok daha fazlasını tek başına çıkarıyor.