İbret; bir olaydan çıkarılan göz açıcı, kötü, yanlış davranışlardan sakınmayı sağlayan olgu ya da bu gibi olgulardan, olaylardan alınması gereken uyarıcı ders demektir. İbret halk ağzında ise; acâyip, şaşılacak kadar tuhaf kimse veya şey gibi anlamlara gelir. İşte ibret kelimesi ile ilgili cümleler.
– Görmesini bilseydi ibret alırdı her hâlde.
– Ben her zaman ibret almaktan yanayım.
– Fakat asla ibret almadı, asla uyanıp kendine gelmedi. (S. Ayverdi)
– Başımıza gelen olaylardan ibret almalıyız.
– Tarihte ibret olayları her zaman yaşanmıştır.
– Akan sulardan ibret aldın mı / Yüzünü yerlere sürüyüp gider. (P. S. Abdal)
– Kardeşinin yaşadıkları sana ibret olsun.
– Bu olaydan herkesin ibret alması gerekiyor.
– Mustafâ’dan ibret alın siz dahi. (S. Çelebi)
– İbret olsun diye tüm sınıfa ceza verdi.
– Yaşadığımız zamanların arkasından hayret ve ibretle bakıp rüyâ mı idi acaba desek revâdır. (S. Ayverdi)
– İbret almadığınız zaman da çok zarar görürsünüz.
– Adviye Molla’nın masalında gizlenmiş ibreti de işte otuz sene sonra anlıyorum. (S. Erol)
– Bırak günah işleyen cezasını çeksin, görene ibret olsun! (N. Cumalı)
– Hayat her yönüyle ibretlerle doludur.
– İbret alınsaydı, tarih hiç tekerrür edermiydi?
– İnsan hayatında ibret aldığı sürece tecrübe kazanabilir.
– İbret olsun diye Hasan’ı cezalandırdılar.
– Azizim, korkarım ki günün birinde bizi tamamıyla mahvedecek şey de bu olmasın; karşımızdakilerden biraz ibret almalıyız, efendim. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– İnsanın başına gelen musibetlerden ibret alması gerekir.
– Kimisi için bu dediklerim masaldan ibaret; kimisi için ise ibret.
– Gören göze ibret vardır her şeyde. (A. Veysel)
– İbret olsun diye cezaların yaptırımlarının arttırılması gerekir.