Haysiyet; şeref, onur, kıymet, îtibar, değer, mesnet, derece, mertebe, saygınlık, özsaygı gibi anlamlara gelir. İşte haysiyet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Haysiyetine dokunan sözler onu çok kızdırdı.
– Zîra onlar, mahallenin âsâyiş ve inzibâtı kadar şeref ve haysiyetinin de canlarıyle, başlarıyle hizmetinde idiler. (S. Ayverdi)
– Kendinden dinlediğine göre, çekilmenin sebebi bir haysiyet meselesi idi. (F. R. Atay)
– İğreti bir esvap gibi sırtımdan düşen haysiyetimi tekrar giyiniyorum. (Y. Z. Ortaç)
– Bir insanın hayatında en değerliği özlük değeri haysiyetidir.
– Memlekette kötü insanlar peydâ olmuştur. Bunlar (…) o kadar haysiyetsizdirler ki en kötü sözleri, en çirkin davranışları, en ağır hakāretleri rahatça hazmetmektedirler. (Kaya Bilgegil)
– Benim haysiyetim benim kim olduğumu da ortaya koyar.
– Bu söz adamın haysiyetine dokundu.
– İnsan yaşıyorsa haysiyeti için nefes alıyor demektir.
– Genç ve toy şehzâdeyi de hakîkatte bu haysiyetli ilim ve devlet adamlarının kifâyetli ve dirâyetli ellerine teslim etmişti. (S. Ayverdi)
– Haysiyetli biri olarak işimi yapmak istiyorum.
– Ailemin haysiyetini ayaklar altına aldım.
– Bu bir haysiyet meselesi haline gelmiştir.
– Sen beni bir aşk sadakasını kabul edecek kadar haysiyetsiz mi sandın? (R. N. Güntekin)
– Haysiyetli bir adama herkes güvenir ve herkes iş verir.
– İnsan hürriyetini kaybedebilir ama haysiyetini ve şerefini asla kaybetmemeli.
– Biz haysiyet sahibi insanlar olduğumuz için her işimize dikkat ederiz.
– Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.
– Fâtih’e İstanbul’un fethinde o kadar yardım ettikten sonra çekilip köyüne gidecek kadar vakar ve haysiyet sâhibi olan (…) Ak Şemseddin’in şeyhinin köpekleriyle bir sofraya oturması ancak XV. asır Türkiye’sinde görülür. (A. H. Tanpınar)