Tram, İngilizcede yol üzerinde çıkıntı yapmayan düz ray demektir. «Way» ise yol anlamına gelir, iki sözcüğün birleşmesinden meydana gelen «tramway» ise, hem «tram»lardan oluşan yolu, hem de böyle bir yolda giden taşıtı belirtir. Tramvay kullanan kişiye vatman denir. Tekrar belirtmek gerekirse; Tramvay, raylar üzerinde hareket eden trene benzeyen toplu taşıma aracı demektir. Trenlerin aksine raylar sokaklara döşenebilir ve diğer taşıtlar bu yollardan geçebilirler. Çoğu tramvaylar elektrik gücüyle çalışır. At veya petrol ile çalışan tramvaylar da vardır
İlk tramvaylar atlarla çekilirdi. Bunların atası, 1823 yılında Avusturya’da, raylar üzerinde gidip gelen bir at arabasıdır. Daha sonra Alman Werner von Siemens, elektrik enerjisiyle çalışan bir vagondan yararlanmayı denedi. Gramme’ın elektrik makinasını geliştirerek güçlü bir dinamo haline getirdi ve bunu, eski bir atlı tramvay vagonuna taktı. Dinamoyu besleyen elektrik akımı, makinaya iki iletken rayla geliyordu. 1881 yılında ilk elektrikli tramvay Berlin banliyösünde çalıştı. Çok geçmeden pek çok şehirde, atlı tramvayların yerini aldı. Ama, elektrik akımını getiren iletken ray, yayalar için ölüm tehlikesi doğurduğundan o da yerini giderek «trolley»e bıraktı. Bu uzun madenî çubuk, taşıtın tavanından çıkarak, bir havaî hattan akım alır.
Tramvaylar, dünyanın bazı şehirlerinde kent içi taşımacılığı çok ucuza sağlayarak büyük başarı kazanıyor. Ama, onların değişmez yolu, ana caddelerde bazen otomobil trafiğini büyük çapta aksatıyor. Onların yerini zamanla, raylar üzerinde değil de, lastik tekerlekler üzerinde giden elektrikli troleybüsler, otobüsler, hava ya da yeraltı metrosu alıyor.