Vaziyet; konum, durum, duruş, tavır, şekil, hâl, el koyma, doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranyalisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon gibi anlamlara gelir. İşte vaziyet kelimesi ile ilgili cümleler.
– Ödev yapmamış, vaziyeti kurtarmak için aceleden üç beş satır karalamıştı.
– Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı. (R. H. Karay)
– Vaziyeti kurtarmak için yalan söylemek zorunda kaldım.
– Çoraplarımızı çıkardık, vaziyet aldık. Hakem olan Azîze’nin kardeşi saatini çıkardı ve işâret verdi. (H. E. Adıvar)
– Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır. (A. Gündüz)
– Büyük kapıya doğru hafifçe eğilir ve tekrar eski vaziyetine döner. (P. Safâ)
– Bugünkü vaziyetimiz gereği hiç kar elde edemedik.
– Boğazıma kadar işe batmış vaziyetteyim.
– Savunma vaziyeti takınan askerler kuş uçurtmuyordu.
– Herhangi bir vaziyette ekseriya iki dakîkadan fazla durmaz ve kaçar. (P. Safâ)
– Fransız yüce komiserliği istihbârat dâiresi nöbetçi neferi âmirinin odasına girdi, vaziyet aldı. (R. H. Karay)
– Belediye hizmetlerinden anlaşıldığı üzere vaziyet gerçekten çok kötü olabilir.
– Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.
– Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı? (A. M. Dranas)
– Muhtelif hayvanların aldıkları vaziyete dikkat etmiş. (A. Hâşim)
– Şehrin vaziyeti hiç iyi görünmüyor.
– İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Ahâli, sosyal vaziyetinin gerilemiş olmasından dolayı gelenlere karşı koyamadı. (R. H. Karay)
– Bando ekibi tören vazifesi almış komut bekliyordu.
– Kendilerine vaziyeti anlattım. (S. Fâik)
– Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur. (S. F. Abasıyanık)
– Buna karşı halkın vaziyeti nedir? (A. Hâşim)
– Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur.
– Onunla birlikte bize vaziyet aldığın için seni affetmeyeceğim.