Sağır; kulağı duymayan, işitme duyusundan yoksun, işitmeyen ya da işitme duyusu az çok körelmiş, sesleri geçirmeyen, ısıyı az veren, geç ısınan, içi görülmeyen, donuk, vurulduğu zaman ses vermeyen gibi anlamlara gelir. İşte sağır kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu arada eski ve terbiyeli ağalar sanki kulakları sağır, gözleri de körmüş gibi olup bitenleri görmezlikten ve duymazlıktan gelerek uyur gezerlermişçesine sessiz sedâsız dolaşırlardı. (S. Ayverdi)
– Kulağımızı sağır eden bir patlama sesi işittik.
– Sağır olmak bir eksiklik olabilir ama engel olamaz.
– Bütün her şey mi sustu, yoksa ben miyim sağır? (Ziyâ O. Sabâ)
– Haklarında çıkan dedikoduyu sağır sultan bile duydu ama siz duymadınız öyle mi?
– Yavaş, sağır bir sesle bir şarkı tutturur. (H. Z. Uşaklıgil)
– Bu başını döndüren, kulağını sağır eden seslere karşı elinden ne gelirdi ki… (Y. Kemal)
– Sağırlar aynı zamanda da dilsiz olurlar.
– Kör veya sağır baykuşlar burada halkın sadakasıyle iâşe edilir. (A. Hâşim)
– Sağır insanların duyabilmesi için yeni teknolojiler geliştirmeye başladılar.
– Bak, iki çift ayakkabın oldu. Sağırın istediği bir kulak, Allah verdi iki kulak.
– O sağırdır, ısınmak bilmez. (Mahmut Yesâri)
– Sağırın istediği bir kulak, Allah verdi iki kulak misali, tatil iki güne çıkmış.
– Sağır olduğu için insanlarla çok zor anlaşıyor.
– Yakalandığı hastalık kulağını sağır etmiş.