Tokat; el içiyle vuruş, el açıkken vurulan sille, şamar, el içi, aya demektir. Ayrıca tokat; alıp kaçma, dolandırma, sahte mal verme, ödemeyi eksik yapma, zorla alma, çalma, hırsızlık gibi anlamlara gelir. İşte tokat kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sınıf ortasında tokat yemek zoruma gitti.
– Öyle çocuklardan tokat yediğini bilirim ki ben sinirlenirdim. (S. Fâik)
– Bu takımdan da bir tokat yedik.
– Çok tokat yedim, ama öylesini hiç tattığım yoktu. (A. M. Efendi)
– Ben kimseye tokat atmadım çünkü şiddet yanlısı bir insan değilim.
– Senden tokat yiyeceğim aklıma gelmezdi.
– Ağzıma bir tokat vurdu ve şaşkınlığıma güldü. (P. Safâ)
– Babası fazla dayanamadı, oğluna bir tokat attı.
– Tokat vurduğu öğrenicinin velisi ertesi gün okula gelmiş.
– Bütün kuvvetiyle genç kıza bir tokat indirdi. (S. Fâik)
– Sana bir tokat atarsam, aklın başına gelir.
– Sandalyeyi elinden alıp iki tokat aşk etti. (S. F. Abasıyanık)
– … bir kenara çekmek ve meymenetsiz sarhoş suratına iki tokat aşk etmek istedi. (R. H. Karay)
– Bana tokat attığı için onu asla affetmeyeceğim.
– Oğlu susmayınca bir tokat attı.
– Beni bile yıkacak bir tokat aşketti. (S. Fâik)
– Bana tokat atmaya çalıştığını fark ettim.
– Tokadı yiyince okur, şimdi tokadı yer ama sonra bana dua eder. (M. Ş. Esendal)
– Niçin birden fırlayıp bu kızlara birkaç tokat atmaz. (Ö. Seyfeddin)
– Anlaşılan sana da tokat atmışlar, geçmiş olsun.