Uçsuz bucaksız ve zengin Sibirya, 1891 yılında Rus hükümeti oraya bir demir yolu hattı döşemeye giriştiği sırada henüz fakirdi. Bu dev projenin gerçekleştirilmesiyle, aralarında 9000 km’lik mesafe buluna Avrupa Rusya’sındaki Moskova ile Büyük Okyanustaki liman şehri Vladivostok birbirine bağlanmış oluyordu. Trans Sibirya Demiryolu; Batı Rusya’yı Sibirya’ya Uzakdoğu Rusya’ya, Moğolistan’a, Çin ve Japon Denizi’ne bağlayan demiryoludur. Moskova’dan Vladivostok’a 9288 km’lik uzunluğuyla Dünya’nın en uzun demiryoludur. Rusya’nın batı ve doğu ucundaki irili ufaklı pek çok kenti bağlayan Trans Sibirya Ekspresi Moskova şehrinde başlıyor ve Vladivostok şehrinde sona eriyor. 9289 kilometrelik bir mesafeye aşan tren, 8 farklı zaman dilimini geçiyor. (Not: Vladivostok, Rusya’nın Primorski Krayı’nın merkezi olan şehirdir. Şehir Altın Boynuz’un ucunda Çin ve Kuzey Kore sınırları yakınlarında yer almaktadır.)
Trans sibirya hattı, İşletmeye açıldığı tarih olan 1904 yılından beri, birçok düzenlemeler ve yenilikler gördü; ikinci bir hat döşendi. Yeni bir güzergâh, Amur vadisinden geçerek Habarovsk’a varıyor ve Büyük Okyanus’a ulaşıyor. Başlangıçta hat, Baykal gölü hizasında son buluyordu; öyle ki, Rus – Japon savaşı patladığı zaman, askerî trenleri yürütmek için, raylar doğrudan doğruya buzlu toprağın ya da donmuş göllerin üzerine yerleştirildi.
Demiryolunun nihayet Vladivostok’a ulaşması için, 1906 yılını beklemek gerekti. Üstelik Çin Mançurya’sını geçmek zorunluğu da vardı. Trans sibirya hattı, görevini çok iyi başardı. Yeni yeni kentlerin doğmasını sağladı. İşlenmemiş topraklara yerleşmek ya da yeni kurulan sanayi tesislerinde bir iş bulmak.üzere çok sayıda işçilesiyle birlikte Sibirya’ya geldi.
İnsan taşımacılığında, bu demiryollarına dev uçaklar rakip çıkıyor. Ama, pek çokları bu yollarda yolculuk yapmaya devam ediyor. Zira, seyahat günlerce sürüyor ve konforlu vagonlarda insanlar bir arada yaşıyor. Lokomotif ve makinist değiştirmek için verilen kısa molalar, yolculuğa ayrı bir çeşni katıyor.