Yoksul; maddî imkânı çok az olan, fakir, geçinmekte güçlük çeken, kendisini geçindirebilecek durumu olmayan kişi, toplum veya ülke demektir. Yoksul mecaz anlamı ise, belirli bir nitelikten yoksun veya yetersiz olan kişi anlamına gelir. Yoksul din terimi olarak ta, kendisine zekât verilebilecek olan çok fakir, miskin kimse demektir. İşte yoksul kelimesi ile ilgili cümleler.
– Garipler yuvası ve yoksullar sığınağı olan bu güzel yurtta bin türlü dertler ve mihnetler içinde tatlı bir nefes almak nasip olmadı. (A. H. Tanpınar)
– Yoksulluk en büyük insanlık sorunlarından biridir.
– O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş. (E. Şafak)
– Üzgünüz, bu iş için ekip çalışmasından yoksulsun.
– Koca Mustâpaşa! Ücrâ ve fakîr İstanbul / Tâ fetihten beri mü’min, mütevekkil, yoksul. (Y. Kemal)
– Şiiri duyguca yoksuldu.
– Onu … zavallı, yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu. (H. E. Adıvar)
– Onlar yoksullara yardım etti.
– Şu yoksul adam için bir bağış kampanyası düzenlemeye ne dersin?
– Yoksulluktan kendisine bir pantolon dahi alamıyordu.
– Toplumumuzda yoksulların belirlenmesinde devlete çok önemli görevler düşmektedir.
– Karac’oğlan der ki geçti ne fayda / Merhamet kalmadı yoksulda bayda. (Karacaoğlan)
– Her yerde yoksulluk var.
– Yoksul ülkelerde açlık çeken insanlara yardım etmek herkesin borcudur.
– Gün geçtikçe ülkece yoksullaşıyoruz.
– Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum. (M. Ş. Esendal)
– Şiirlerinde duygudan yoksulsun.
– Miskin, hiçbir şeye mâlik olmayıp yiyeceği ve giyeceği şeyler için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir. (Ömer N. Bilmen)
– Yoksul insanlara tepeden bakma.
– Doğunun yoksul ülkeleri hep sömürülmüştür.
– Yoksulluktan iki yakası bir araya gelmeyen Hasan bir anda zengin oldu.
– Yoksul insanlara her zaman yardım etmemiz gerekiyor.
– Ben sadece yoksul bir öğrenciyim.