Sermaye; bir ticaret girişiminin gerçekleştirilmesi ve yürütülmesi için gerekli olan, bu işte kullanılan para ve paraya çevrilebilecek malların tümü demektir. Diğer bir ifade ile sermaye; bir ticaret işinin kurulması yada yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta, varlık, servet, konu, malzeme, genelev kadını gibi anlamlara gelir. İşte sermaye kelimesi ile ilgili cümleler.
– İş yerimiz çok şükür iyi işliyor, bir yılda sermayeyi doğrulttuk sayılır.
– Desene sermayeyi kediye yüklemişsin sen!
– Elimizde biriken parayı sermaye yapıp, yeni bir işe başlıyoruz.
– Bütün ömrünce sana sermâyelik edecek değil a! (Refî C. Ulunay)
– Al bu bilezikleri sermaye yap, ilerde ödersin.
– Ne kadar mizah gazetesi varsa hepsine sermâye-i istihzâ olmuştu. (Ö. Seyfeddin)
– Mallarını sermayesine satacak değildi ya!
– Serden başka benim sermâyem yoktur. (Pir Sultan Abdal)
– Bu lakırtı, bir hafta havuzlu kahvenin sermayesi oldu. (R. H. Karay)
– De ki: Sermâyeyi kediye yükledi, nesini alırsın bunun. (B. Felek)
– İşte bu hâli de bâzı dedikoduculara sermâye olmuştur. (A. Midhat Efendi)
– Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir. (A. Gündüz)
– Cübbeyi kaça verdin diye sormuşlar, “Alış veriş pek durgun, sermâyesine verdim geldim” demiş. (F. Reşat)
– Köyden kopup, yabancı işçi olup, beş altı yılda sermayeyi doğrultup, yurtta özel teşebbüsçü bir yarım yamalak kapitalist olma özlemi görülüyor çoğunda. (H. Taner)
– Ufak bir sermâye ile ticârete koyuldu. (Ö. Seyfeddin)
– Üç yüz lirayı alırlarsa bunun yüz lirasını çocuğa sermaye yapacaktı. (H. E. Adıvar)
– Sen sanatı kaptın mı mesele yok. Ötesini bana bırak, ben sermâyeyi düzerim. (S. Fâik)
Sermaye ile ilgili atasözleri ve anlamları
Sermaye ile ilgili deyimler ve anlamları
Sermaye nedir örnek