Cefa; büyük sıkıntı, çile, üzgü, eziyet, zulüm, ezâ, cevr gibi anlamlara gelir. İşte cefa kelimesi ile ilgili cümleler.
– Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez.
– Cefa çekmese, zaten bu şekilde konuşmazdı.
– Cefa çeken insanın bedduasını almayın. (Hadis-i Şerif)
– Hayâ îmândandır. Fuhuş (çirkin şeyler) söylemek cefâdandır. Îmân Cennet’e, cefâ Cehennem’e götürür. (Hadîs-i şerîf)
– Hiçbir canlı cefa çekmeyi hak etmiyor.
– Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım. (R. E. Ünaydın)
– Bütün o bitip tükenmeyen yol cefâsına bu yere, bu ideale varmak için katlanmıştık (Refik H. Karay)
– Şu üç günah, îmânın gitmesine sebeb olur: Birincisi, îmân nîmetine kavuştuğuna şükretmemek. İkincisi, îmânın gitmesinden korkmamak. Üçüncüsü, müminlere ezâ ve cefâ etmek. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Haksız yere bir müslümanı incitmek, Kâbe’yi yetmiş defâ yıkmaktan daha büyük günahtır. (Hadîs-i şerîf)
– Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı / Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı (Fuzûlî)
– Hediye istemezler, fazla kıskanmazlar, cefaya katlanırlar, can sıkmazlar. (P. Safa)
– Seninle olduktan sonra cefa ne demekmiş, öğrendim.
– Cefâyı çekmeyen âşık safânın kadrini bilmez.
– Peygamber efendimizin aklı o kadar çoktu ki, Arabistan Yarımadası’nda, sert, inatçı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabrederek, onları yumuşaklığa ve itâate getirdi. Çoğu eski dinlerini bırakıp müslüman oldu. (Yûsuf Sinânüddîn)
– Âdeti hûbların cevr ü cefâdır ammâ / Bana ettiklerini kimseye etmediler (Necâtî Bey)
– Mektubumda yazmamış mıydım, senin yüzünden ne cefalar çektiğimi? (O. Cemal Kaygılı)
– Hapishanede cefa ile geçen yılların ardın özgürlüğüne kavuştu.
– Her işe Besmele ile başla. Temiz ol. Dâimâ iyiliği âdet edin. Tembel olma. Namaza önem ver. Nîmete şükr, belâya sabret. Dünyâ rahatına aldanma. Kimseye kızma. Eziyet ve cefâ etme. (Akşemseddîn)