Gülmek; insanın hoşuna ya da tuhafına giden olaylar, durumlar, sözler vb. karşısında, yüzün kasılmasının yanı sıra, genellikle kesik kesik, değişik oranda sesli bir biçimde neşe duygusunu açığa vurmak, bir kimse bir şeyi tuhaf bulduğu veya bir şeye sevindiği zaman kesik kesik sesler çıkarmak sûretiyle duygusunu, sevinç veya hayretini açığa vurmak, ses çıkarmadan hafifçe gülümsemek tebessüm etmek gibi anlamlara gelir. Diğer bir ifade ile gülmek; hoşça, mutlu, sevinçli vakit geçirmek, eğlenmek demektir. Ayrıca gülmek; biriyle yada bir şeyle alay etmek, eğlenmek, iyi yüz göstermek, iyi şeylerle karşılaştırmak, mutlu bir zaman geçirmek, mesut olmak, görende neşeli etki bırakacak bir görünüşü olmak gibi anlamlara da gelir. İşte gülmek kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sen ne biçim adamsın, halime ağlayacağına karşıma geçmiş pis pis gülüyorsun.
– Kadın eli değince evin yüzü güldü.
– Yüze gülüp arkadan insanın ekmeğini alır onlar.
– Babasından kendisine miras kaldığını duyunca yüzü güldü.
– Ne matrak adamdı, hareketlerine gülmekten kırıldık hepimiz.
– O kadar komik bir fıkra anlattıki gülmekten kızıldık.
– Komik flimleri izlerken gülmekten kırıldım.
– Sınıfını geçtiğini öğrenen Halim`in gözlerinin içi gülüyordu.
– Ayşe’nin kırdığı pot karşısında bıyık altından gülmeye başladı.
– Dün bütün gün güldük durduk.
– Yüze gülüp arkadan insanın ekmeğini alır onlar.
– Ne matrak adamdı, hareketlerine gülmekten yarıldık hepimiz.
– Anlattığım fıkraya gülmekten yarıldılar.
– Güldüğünü farkedince ürktü, yerli yersiz gülmesi tutmaktaydı bu sıra. (K. Tâhir)
– Salondakiler, yaptığı esprilerle gülmekten yarıldı.
– Yaşadığı olayı anlatınca umarım gülmekten çatlamazsın.
– Film bitinceye kadar hepimiz gülmekten çatladık.
– Anlattığım fıkraya gülmekten katıldılar.
– Kahve halkı gülmekten kırılıyordu. (S. Fâik)
– Salondakiler, yaptığı esprilerle gülmekten katıldı.
– Gülüp geçilecek bir iş sanmayın sakın, ciddi durun üzerinde.
– Saçma sapan şeyler söyledi, gülüp geçtim.
– Güldürmedi tâli beni bir gün bile heyhât / Güldümse de bâzan sonu hüsran ile geçti (Kemal Batanay)
– Yaz tatili geldi, gülüp oynamak hakkınız.
– Doğduğumuz gün yüzümüzde gülen ışık söndükçe zâlim tayflar bizi taştan taşa sürüklüyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Hafta sonu bizde toplanıp, biraz gülüp oynayalım diyoruz.
– Bir gün sonra güle eğlene birbirlerinin tırnaklarını boyuyorlar. (R. N. Güntekin)
– Arkadaşı karda düşünce içinden güldü.
– Güle oynaya birlikte yeriz. (A. M. Efendi)
– Ağzını bırakıp kıçıyla gülmeye başlayınca sinirim bozuldu.
– Anam beni güldürmedi gülmesin. (Eflâtun C. Güney)
– Sihirbaz başarılı olamayınca, seyirciler ağzını bırakıp kıçıyla güldü.
– Karac’oğlan der ki n’olur n’olmadan / Dost ağlayıp düşman bize gülmeden. (Karacaoğlan)
– Sınıfını geçtiğini öğrenen Halim`in gözlerinin içi gülüyordu.
– Sakalımdan size ne / Ne mi? Ondan beleş eğlence mi var seyredene / Gülüyor kahvede el, çarşıda bakkal çakkal / Olma beyhûde elin ağzına bir parmak bal. (Mehmet Âkif)
– Gevrek gevrek gülerek, milletle alay etmesi kabul edilemez.
– Yalanı açığa çıkınca, utanmayan gevrek gevrek gülen insanlara sinir oluyorum.
– Dâima gülmeye alışmış ve ciddî hâlinde bile gülümseyen bir ağız. (P. Safâ)
– Sınavdan en yüksek notu kendisinin aldığını öğrenince, gevrek gevrek gülmeye başladı.
– Bâri biz de gülelim Recep!… Okumuş adamlar gülmeye başladılar. (B. Felek)
– Komedi gösterimize siz de katılın, katıla katıla gülün.
– Annemin, yirmi gündür ağlayan yüzü, bu akşam ilk defa güldü. (Y. Z. Ortaç)
– Herkes katıla katıla güldüğünden, filmi zor izledik.
– Çekinmemi sezince kahkahalarla güldü (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Fıkrayı hatırladıkça, katıla katıla gülmekten kendimi alamıyorum.
– O herkesin yüzüne güler.
– Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi? (O. Cemal Kaygılı)
– Bu sınıfta senden başka yüzüme gülen yok, her şey için teşekkür ederim.
– Ahali gülmekten kırılıyordu. (R. N. Güntekin)
– Aldığımız şu yeni mobilyalar; insanın yüzüne gülüyor, mutluluk veriyor.
– Çocuklar gibi bağırmayı ve gülmeyi tercih ediyor. (A. Hâşim)
– Sınıfta çocuklar birden kıkır kıkır gülmeye başladı.
– O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. (H. E. Adıvar)
– İki çocuğun tartışmasına için için gülüyordu.
– Arkadaşımın anlattıklarına için için güldüm.
– Bir gün öyle bir yalnız kal ki, hâline köpekler bile gülsün.
– Eminim şu hâlinize köpekler bile gülüyordur.
Gülmek ile ilgili atasözleri ve anlamları
Gülmek ile ilgili atasözleri ve anlamları
Gülmek İle İlgili ayetler