Usta bir avcı olan Louis XIII, Versailles bölgesini çok beğenir ve bataklık fakat av hayvanı pek bol bir ormanın ortasındaki Galie vadisi üzerinde bulunan bir tepeciğe sık sık giderdi. Kral, bu tepenin üzerine bir av köşkü yaptırdı. Daha sonra burada, dünyanın en güzel saraylarından biri yükseldi. Versay Sarayı ya da Versailles Sarayı, tarihi bir Fransız şatosudur. Sarayın ilk binasının yapımına 1661’de başlanmıştır, daha sonra değişik zamanlarda genişletilmiştir. Saray, günümüzde müze olarak kullanılır. Versailles sarayı çok geniş planlanmış olması yönüyle tipik Fransızdır.
Avrupa’nın en büyük sarayı olan Versailles, Paris’in 25 kilometre Güneydoğusunda yeralan bir saraylar ve köşkler topluluğudur. Sarayın asıl özelliği bahçesinin büyüklüğü ve güzelliğidir. Louis XIII’ün 1624 yılında tamamlanan ilk av köşkü ufak bir binaydı. 24 metrelik cephesi iki kol halinde uzanıyordu. Bu sıradan yapının hiçbir izi kalmamıştır. Kral, Versailles arazisini 8 Nisan 1632 yılında Paris Piskoposluğundan satın aldı ve 1634 yılında av köşkünün yerine, mimar Philibert Le Roy’nın yönetiminde, müstakbel sarayın çekirdeği olan, taş ve tuğladan yapılma küçük şatoyu inşa ettirdi. Louvre’u ve Saint-Germain-en Laye ile Vincennes şatolarını pek kasvetli bulunan genç Louis XIV de, Versailles’dan hoşlanıyordu. Bu nedenle Versailles’ı genişletmeye ve orada oturmaya karar verdi. 1661 yılında büyük bir çalışmaya girişildi. Louis XIII’ün şatosu muhafaza edilerek yeni binalarla çevrildi; bahçeler yeni baştan düzenlendi. Bu görkemli sarayı gerçekleştirenler, Le Vau, Le Brun ve Le Nötre adlı sanatkârlardır. Nihayet halk, 7 ile 14 Mayıs 1664 tarihleri arasında, klasik okulun bu şaheserini gezip görebildi. Kral Louis-Philippe, 1837 yılında bu ünlü sarayı müze yapmaya karar verdi. Alman imparatorluğu, 1871 yılında Aynalar galerisinde ilân edildi; Birinci Dünya savaşına son veren barış antlaşması, 1919 yılında orada imzalandı… Versailles sarayı, dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir.
UNESCO Kültür Mirasları arasında yer alan ve Avrupa’nın en büyük sarayı olan Versay, aynı anda 20.000 kişiyi barındırabilecek kapasiteye sahiptir. Devasa bir alana sahip olan Versay 6 hektarı aşan büyüklüğe ve yaklaşık 2.300 odaya sahiptir. Versay Sarayı, Fransız barok mimarisinin sonu ve klasik üslubun başı olarak nitelenmektedir. Saray inşa edilirken tuvalet ve banyo gereksiz olarak düşünülüp o bölümler yaptırılmamıştır. 1789 tarihinde yaşan Fransız İhtilali‘nden sonra saraya 9 tuvalet yaptırılmıştır. Tabi ki bu tuvaletlerde sadece kral ve hanedanın hizmetine sunulmuştur. Sarayda tuvalet olmadığı için soyluların odalarında bulunan bir dolabın içinde ortası açılmış sandalyeler bulunuyordu. Sandalyelerin altındaki kaplar sürekli hizmetçiler tarafından değiştirilirdi. Soylu olmayanların odalarında bu tarz dolaplar olmadığı için koku yayılmaması için Saray odalarının kapıları gümüşten yapılmıştır. Yapı içinde birçok önemli bölüm bulunur. Aynalı Salon (Galerie des Glaces) sarayın rehbersiz gezilebilen bölümleri arasında yer alır. Galerideki aynasız kısımlar yeşil mermer ile kaplanmıştır. Aynalı Salonda aynı zamanda bir çok tablo ve sanat eseri yer almaktadır. Salon De Venus sarayın görkemli mermer salonudur. Salonun ortasında 14. Louis’in heykeli yer alır. Beyaz ve altın sarısı ahşap eşyalarla dolu Kraliçenin Yatak Odası bir diğer önemli bölümdür. Salon d’Apollon XIV. Louis’in taht odasıdır. Sarayın en önemli bölümlerinden biridir. Versay Sarayı içerisindeki görülecek yerlerin en önemlileri; Hercule Salonu, Venus Salonu, Mars Salonu gibi resmi Kraliyet Daireleri, Kral ve Kraliçe’nin kendi özel daireleri, Büyük Galeri, Kraliyet Şapeli ve Kraliyet Opera Salonu’dur.