Rüsva; ayıplanacak durumda olan, ayıplanan, rezil, kepâze, itibarsız, hor, hakir, aşağılık, kötülükle şöhret bulmuş, maskara, ayıpları meydana çıkarılmış gibi anlamlara gelir. işte rüsva kelimesi ile ilgili cümleler.
– Hırsızlık yaparken yakalandı, mahallede rezil rüsva oldu.
– Seni böyle cihâna rüsvay etmekte bulunan bir edepsiz mel’ûnun neresini seviyorsun? (A. Midhat Efendi)
– Ben de âleme rüsvay olacağım. (A. Midhat Efendi)
– Behey hınzır behey câzû / Rüsvay eyledin sen bizi (Köroğlu)
– Kasd eylese gizlenmeğe düşmen anı nîzen / Parmağı ile gösterip eyler anı rüsvâ. (Mesîhî)
– Amerikalılar davranışlarıyla rezil rüsva oldular.
– …Yoksa siz Kitabʼın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyâmet gününde ise en şiddetli azâba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gâfil değildir. (el-Bakara, 85)
– Şâhid-i ismet olur aşk ile rüsvâ-yı cünun. (Leskofçalı Gālib)
– Bunları dünyaya rezil rüsva edeceğiz.
– Aman dikkat! Kızı almaya alacaksın. Rüsvaylık istemem. (K. Tâhir)
– Bir dem gelir ki olur uyûb-ı nihan ayan / Rüsvây olursun ey dil-i bîçâre el-aman (Fıtnat Hanım)
– Taşlara döğüp başımı rüsvâ gezer oldum / Ey akl kaçıp kurtula-gör derd-i serimden. (Fuzûlî)