Pekin şehri, 4.000 yıldan daha fazla bir zaman önce Çin’in kuzeyinde, Ki adıyla bilinen, önemli bir müstahken mevki idi. Pekin veya Beijing, Çin’in başkenti ve Şanghay’dan sonra ülkenin ikinci büyük metropol alanıdır. Pekin nüfusu 2018 yılına göre 21,54 milyon, yüzölçümü ise 16.808 km²’dir.
Birçok fatih tarafından Pekin’e verilmiş olan isimler dizisi, onun tarihini dile getirir. Milâttan dört yüzyıl önce Ki (Pekin), Yen’lerin başkentiydi. M Ö. 226 yılında yıkılan şehir, Yen adıyla tekrar kuruldu. MS 220’ye kadar birbiri ardınca başa geçen sülalelerin yönetiminde gelişip büyüdü. Tang’lar tarafından Yeu-Cou adı verilen şehir, X. yüzyıla kadar bu sülâlenin başkenti olarak kaldı. 907 yılında Ki-tan’lar tarafından yıkıldı ve yine onlar tarafından Yen-King adıyla yeniden yapıldı. XII. yüzyılda Kin’ler. Yen-King’i ele geçirdiler ve adını da Cong-du olarak değiştirdiler. 1215 yılında Cengiz Han, Cong-du’yu aldı ve yerle bir etti. Ancak Moğollar, yıkıntıları kaldırdılar ve yerine, Day-du ya da Hanbalık adıyla yeni bir şehir kurdular. İşte o devirde Marco Polo, Kubilay Han’ın başkenti Hanbalık’ı ziyaret etti ve kitabında Cambaluc adıyla anlattı.
İlk Ming imparatoru, şehre «Kuzey barışı» anlamına gelen Pey-ping adını verdi. Ama 1544 yılında üçüncü Ming imparatoru, bu şehri başkent yaparak adını Pey-king’e çevirdi ve «Yasak Pembe Şehir» ile «Gök Tapınağı »nı inşa ettirdi. Gelişip güzelleşen şehir, daha sonra «Barış Kapısı» ve «Yaz Sarayı» ile süslendi. 1928 yılında Pekin’e yeniden Pey-king adı verildi ve başkent, Nan-kin’e taşındı. Ancak, 1 Ekim 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyetinin ilânıyla birlikte Pekin tekrar eski adını aldı ve başkent haline getirildi.