İnsanlar, binlerce ve binlerce yıldan beri bir gün Ay toprağı üzerinde yürümenin mümkün olacağını düşleyip durdular. Bu düş, 21 Temmuz 1969 yılında, Greenwich saatiyle sabah 04.00’e doğru gerçekleşti.
1959 yılından beri bir füzeyle Ay’a ulaşmanın mümkün olduğu biliniyor. 6 Ekim’de, «Lunik III», Ay’ın çevresini dolaşmış ve onun görünmeyen yüzünden, Ruslara fotoğraflar iletmişti. «Discoverer XIII»’ün kapsülü, Ay uzayını uzun süre araştırdıktan ve Amerikalılara değerli bilgiler verdikten sonra, 12 Ağustos 1960 yılında tekrar yeryüzüne döndü.
Ay’ı yakından görebilen ilk yolcular, Sovyetlerin gönderdiği köpekler oldu. Ay’ın fâtihleri listesine adlarını yazdıran ilk insanlar ise, üç Amerikalıdır. Ay çevresindeki «Apollo II» kabinini yöneten Michael Collins; LEM adlı servis modülünden Ay toprağına inip gerekli incelemeleri yaptıktan sonra kabine dönen Edwin Aldrin ve Neil Armstrong. «Burası Sükûnet üssü… Kartal Aya indi…» Armstrong’un bu bildirisini duyan Houston Uzay Merkezi (A.B. D.) teknisyenlerinin heyecandan neredeyse yürekleri ağızlarına gelecekti! Birkaç dakika sonra televizyon ekranlarında, LEM’in kapısının açıldığı görüldü. Bir astronot uzay giysileri içinde ağır ağır merdivenden indi: bu adam, yine Armstrong’du; Ay üzerine ayağını basarken, yüreği küt küt atarak şöyle dedi: «Bir insan için küçük, ama insanlık için dev bir adım!» Bu sözlerin hemen ardından, Ay üzerinde yürüyen ilk Dünyalı, arkadaşı astronot Aldrin’i yanına çağırdı.