Peyderpey; parça parça, kısım kısım, bölüm bölüm, arka arkaya, birbiri ardınca, art arda, azar azar, yavaş yavaş, tedrîcen gibi anlamlara gelir. İşte peyderpey kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bu halk, İstanbul’un fethinde bulunup şehre yerleşen ve fetihten sonra peyderpey gelip İstanbullulaşan halktı. (Y. Kemal)
– Hasan, borcunu peyderpey ödedi.
– Sûizanlar peyderpey aradan kalkar. (C. Şahâbeddin)
– Sen cefâ etsen de peyderpey ben etmem infiâl. (Enderunlu Vâsıf)
– Diğer projeler de prosedürler aşıldıkça peyderpey gerçekleşecek.
– Cenâb-ı Hak, İslâm’ı, Peygamber Efendimiz’in yirmi üç senelik nübüvvet hayatında peyderpey kemâle erdirmiş ve böylece kullarına olan dîn nîmetini tamamlamıştır.
– Özellikle büyükşehirlerden başlayarak, tabii ki peyderpey bu alanları, yine milletimiz adına en iyi şekilde değerlendirmeyi düşünüyoruz.
– Uyuyanlar uyanır peyderpey. (C. Şahâbeddin)
– Kur’an peyderpey inmeye başladığı zaman imandan nasibi olanlar ona inanıyor, inanmayanlar ise birbirlerine ve etraflarına sorup duruyor, “Kulağımıza gelen bu şeyler neyin nesidir? Muhammed peygamber mi olmuş? Tevhide ve âhirete imana mı çağırıyormuş? Hele o kıyâmet haberi de nedir? Ölüler dirilecek, herkes yaptıklarından hesâba çekilecekmiş, öyle mi?” diyorlardı.
– Asırlar boyunca yerinde kalan mozaikler peyderpey kapatılmış böylece dış etkilere karşı korunması ve bugünlere gelmesi temin edilmiştir.
– Vatandaşımızın yıllarca giderilemeyen ihtiyaçları peyderpey giderilmektedir.
– Türk askeri Libya’ya peyderpey gitmeye başladı.
– Yapılan konutlar, halka peyderpey dağıtılacak.