Su altında kalmak, dalgıcın karşısına iki önemli sorun çıkarır. Soluk alma ve suyun basıncına dayanma. Deniz diplerini araştırmak ve oralarda çalışmak için, insanlar dalgıç çanı, dalgıç elbisesi, dalma kuyusu ve son yıllarda da, büyük derinliklere ulaşmak amacıyla, batisfer ve batiskaf gibi araçlar icad ettiler.
İlkesi daha M.Ö. IV. yüzyılda bilinen dalgıç çanı, 1690 yılında Denis Papin’in de yardımıyla, Halley tarafından gözden geçirilip geliştirildi. Bu çan biçimindeki sımsıkı kapalı ve safralı araç, işçilere içinde hapsolmuş havayı teneffüs etmek suretiyle, dipte çalışma olanağını sağlıyordu. Ama, bu şekilde hemen hemen hiçbir zaman 10 metreden daha aşağıya inilemiyordu. Amerikalı Beebe’nin batisferiyle, çok daha büyük derinliklere inmek mümkün oldu. Batisfer, iki-üç ton ağırlığında, içi oyuk bir çelik küredir. İçine bir kişi diz çökerek yerleşebilir ve küçük lumbozlarından çevreyi seyredebilir. Yüzeydeki bir gemiden aşağıya salınan ve yukarıya bir kablo ile bağlı olan bu araç, 1934 yılında 900 metreden daha derine inmişti. Ama bu alanda kesin rekor Jacques Piccard ile ekip arkadaşı Don Walsh tarafından kırıldı. İki adam, Jacques’in babası olan Auguste Piccard’ın icad ettiği batiskafla, 20 ocak 1960 günü dünyanın en derin yeri olan Mariannes çukurunda, su yüzeyinden itibaren 10.911 metre aşağıda bulunan dibe indiler. Batiskaf, madenî bir küre (kamara) ile, buna bağlı gerçek bir denizaltı «balon»undan (yüzücü) meydana gelir. Aracın iniş ve çıkış manevraları, safra almak veya atmak suretiyle yapılır.
Batiskaf hakkında bilgi
Batiskaf nedir
Denizaltı icadı hakkında bilgi
Denizaltı gemileri hakkında genel bilgi
Deniz dibi çukurları hakkında bilgi
Auguste Piccard Kimdir?