Himalaya kütlesi, Asya’da «Dünyanın damı» diye anılır. Bu kütlede birkaç tepenin yüksekliği 8000 metreyi aşar. Bunların en yükseği -dünyanın da en yüksek tepesi olan- Everest‘tir. 8882 m’lik bu zirveye ancak 1953 yılında bir İngiliz keşif ekibi tarafından ulaşılabildi.
Bir yüzyıldan bu yana, dağcılık büyük çapta ilerledi. Günümüzde yüksek dağlara yapılacak bir yolculuk için uzun süreli hazırlığa girişiliyor ve eldeki bütün veriler; malzeme, erzak, elverişli yollar, ilk yardım ve kurtarma olanakları ayrıntılarıyla inceleniyor. 1921 yılından beri, özellikle İngilizlerden oluşan pek çok ekip, «Dünyanın damı»na tırmanmayı başarmaya girişti. önce tepeye ulaşmak için en elverişli yolu bulmak; sonra bir ana kamp, ardından da ara kamplar kurarak, yiyecek ve malzemeyi buralara depo etmek gerekiyordu.
Dağcılar, insan sırtında götürülecek malzeme için, yerli taşıyıcılardan, yüksek rakımlarda çalışmaya alışkın, güçlü kuvvetli dağlılar olan Şerpa’lardan yararlanıyorlardı. 1922 yılında Bruce yönetimindeki keşif ekibi, 8225 metreye ulaştı. 1924 yılında, E. F. Norton emrindeki ekip 8150 metreye kadar tırmandı. Norton, tek başına 8570 metreye kadar çıkmıştı; ama, oksijen yetersizliği onu daha yükseğe tırmanmaktan alıkoydu. 1933 yılında oksijen maskeleri takan Ruttledge’in ekibi, aynı seviyeye daha rahatlıkla ulaştı. Geriye kalan son üç yüz metrenin tırmanılabilmesi için, daha yirmi yıl beklemek gerekti. Nihayet 29 Mayıs 1953 günü Edmond Hillary Everest’in doruğuna ayak bastı.
Everest dağı nerede ve kaç metredir detaylı bilgi için tıklayın!