XVI. Yüzyıla kadar Avrupalılar, kıyılarını çevreleyen Atlas Okyanusundan başka okyanus bilmiyorlardı. Bu bakımdan, Panama kıstağını aştıktan sonra, 1519 yılında Amerika’nın batısında uzanan uçsuz bucaksız bir denizle karşılaşmak, İspanyol Balboa’yı şaşkına çevirdi.
Pasifik okyanusuna doğudan da, batıdan da ulaşılabilir. Doğudan gitmek için, Afrika’nın çevresini dolaşmak, Hint okyanusunu aşmak. Sonda adalarının arasından geçmek gerekir. Bu, XV. yüzyılda başa çıkılmaz bir serüvendi. O nedenle Pasifik’e batıdan ulaşıldı. Kristof Kolomb dahi 1506’da ölürken, sadece Atlas okyanusunu aşmakla, Uzakdoğu kıyılarına vardığından o kadar emindi ki, bu uçsuz bucaksız okyanusun varlığını aklından bile geçirmiyordu. Yeni okyanusu keşfetmek şerefi, bir maceraperest olan Balboa‘ya düştü. Karayipler denizine tam karşı yönde, batı topraklarının kıyıları boyunca bir denizin uzandığını Kızılderililerden öğrenen Balboa, bâkir ormanın içinden geçti, doğanın tuzaklarına ve yerlilerin düşmanlıklarına göğüs gererek 29 eylül 1519 günü, Amerika kıstağının öteki yakasına ulaştı.
Ona Pasifik adını veren, dünya turuna çıkan Macellan‘dır. Ünlü denizci, bir geçit bulmak amacıyla, Güney Amerika kıyıları boyunca gittikten sonra, nihayet 700 kilometreden uzun bir boğaz keşfetti. Onu aşmak için, üç gemisiyle yirmi yedi gün boyunca, rüzgârlara ve akıntılara karşı savaştı. Nihayet, 28 Kasım 1520 günü, sâkin bir okyanusa çıkan denizci, ona «Pasifik« adını verdi.
Büyük Okyanus veya Pasifik Okyanusu; Amerika, Asya ve Okyanusya kıtaları arasında ve dünyanın en büyük okyanusu. Pasifik adını İspanya krallığı adına Dünya’yı dolaşan Portekizli denizci Ferdinand Magellan vermiştir. Büyük Okyanus yüzölçümü 165.200.000 km², ortalama derinliği 4.280 m’dir.