Kristof Kolomb, 1493 yılında ilk yolculuğundan dönüşünde, yeni bir Hindistan yolu keşfettiğini bildirdiği zaman, tüm Avrupa’nın denizcileri, altın ve baharat aramak üzere batıya doğru atıldılar. Ama, ancak 1507’ye doğru, Amerigo Vespucci, burasının yeni bir kıta olduğunu kanıtladı ve onun şerefine, Yeni Dünya’ya «Amerika» denildi.
Portekizliler, yeni topraklar ele geçirmek için canla başla uğraştılar ve talih de onlara çoğu zaman yardım etti. Nitekim. Ümit burnu (1487’de, Bartolomeu Dias tarafından keşfedilmişti) yoluyla Hindistan’a gitmeye çalışan Alvarez Cabral, ters rüzgârlarla batıya doğru sürüklendi ve 22 nisan 1500 günü, kendini Güney Amerika kıyılarında buldu.
Cabral’ın ele geçirdiği kıyılar, «brezil» denilen, yabancıl bir bitkiyle örülüydü. Avrupa, kor renginde bir boya maddesi çıkarılan bu bitkiyi, uzun zamandan beri Afrika’dan ithal ediyordu. İşte Brezilya adı, bu bitkiden gelir.
Bir başka Portekizli denizci Gonçalves, Hindistan’a batıdan gitmek amacıyla, Brezilya’nın çevresinden dolaşmak istedi. 1502 ocak ayında, gemisiyle çok güzel bir körfeze sığındı ve ona «Rio de Janeiro (Ocak Irmağı)» adını verdi. İşte, Brezilya’nın başkenti, 1960 yılına kadar, ülkenin bir numaralı yönetim merkezi olan şehir burada kurulacaktı. Brezilya, 1960 yılından bu yana yeni bir başkente sahip bulunuyor. Brasilia. Ama Rio de Janeiro bütün güzelliğini ve çekiciliğini koruyor. Onun muhteşem körfezini seyretmek ve karnavalına katılmak için, her yıl binlerce turist geliyor.
Brezilya ya da resmî adıyla Brezilya Federal Cumhuriyeti, Güney Amerika’da yer alan, kıtanın en büyük ve en kalabalık ülkesidir. Uzun bir Atlas Okyanusu kıyısı vardır. Komşuları, güneyden kuzeye: Uruguay, Arjantin, Paraguay, Bolivya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Guyana, Surinam, Fransız Guyanası’dır. Brezilya başkenti Brasília, resmi dili Portekizce, yüzölçümü 8.516.000 km², nüfusu 2018 yılına göre 209,5 milyon ve para birimi Brezilya Reali’dir.