Victoria çağlayanları diye bilinen görkemli Zambezi şelâleleri, İskoçyalı misyoner ve gezgin Livingstone tarafından, 1895 yılının Kasım ayında keşfedildi.
XIX. yüzyıl başlarında Afrika, kıyıları dışında coğrafyacıların doğru dürüst bilmedikleri bir kıtaydı. Dörtte üçü esrarını koruyordu. Hükümetlerince desteklenen birçok kâşif, «Kara Afrika»yı gezip görmek için çaba harcadı. Bunlar arasında David Livingstone de vardı.
Livingstone, hem hekim, hem de bir Protestan misyoneriydi. Yirmi yedi yaşındayken. İngiliz sömürgesi olan Cap’ta, Kimberley yakınında kaldı; orada, yeraltından bol miktarda ve harikulâde elmaslar çıkarılmaya başlanmıştı. Sonra, büyük Kalahari çölünü keşfetti ve büyük bir nehre, Zambezi’ye ulaştı. Önce kaynaklarını tanıdığı bu nehrin çığırı boyunca, denize kadar indi.
Ardından, yerlilerin «Gürleyen Dumanlar» adını verdikleri dev çağlayanları keşfetti. Çağlayana girerken genişliği 1700 metre olan nehir, 100 metre yükseklikten, derin bir çanağa döküldükten sonra, eni 80 metreden dar bir boğaza dalar. Çağlayanların üzerinde, su damlacıklarından oluşan sis bulutları, ebemkuşakları gibi yanardöner renklere bürünerek yükselir. Aşağıda ise dalgalar, kulakları sağır eden ve hiç dinmeyen, korkunç bir uğultuyla kabarır.
Livingstone, keşiflerini uzun süre ve çok uzak bölgelere kadar sürdürdü; kibarlığını ve hekimlik yeteneklerini takdir eden konuksever yerliler tarafından çok iyi ağırlandı. Ama, pek yakında olduğunu sandığı Nil’in kaynaklarını bulmayı başaramadı.