Allah, Müslümanlara göre evrenin ve bütün varlıkları yaratıcı ve koruyucu büyük güç, tapılacak tek varlık, Tanrı demektir. Allah sözünün kökeni kimi İslam bilginlerine göre Arapça, kimi İslam bilginlerine göre İbranicedir. Arap dilinden geldiğini söyleyen dilbilimciler de hangi sözcükten türediği konusunda birleşmezler. Tapılacak (ilah), tapmak (eleh), şaşmak (veleh), gizlememek (lahe), gibi yirmiye yakın sözcük Allah adının kökü olarak gösterilir. Kimi bilginler ve dilciler ise Allah adının hiçbir sözden türemediğini ve İslam Tanrısının özel adı olduğunu belirtirler.
İslamdan önce de Mekkelilerin “Allah” sözünü bildikleri, bütün putlardan ayrı ve üstün bir güç saydıkları ve taptıkları Kuran’da kimi ayetlerle de kanıtlanmaktadır. Ayrıca Hz. Muhammed (sav)’in babasının adı da bir kanıt sayılabilir. Abdullah (Allahın kulu). İslam öncesi Mekkeliler Allah’ı tanımakla birlikte, birden fazla Tanrıya inandıkları ve taptıkları için inançlarının İslam inancıyla bir ilgisi yoktur. İslam inancında Allah, tapılacak tek ilahtır (Lâilahe illallah” / Allahtan başka tapılacak (ilah) yoktur). Allah, evrenin her noktasını bilen, bütün noktaları yönetendir. Tektir ve tek gerçektir. İnsana şahdamartndan daha yakındır (Kâf Suresi). Hz Muhammed (sav)’in “Allahın varlığını ve birliğini anlamak için göklere bakın, yere bakın, kendinize bakın. Bütün bunların yaratılışındaki akıllara hayret veren inceliklere, bunların kendiliğinden olup olmayacağını düşünün. Bunlar Allan’ın varlığını ve tekliğini gösteren delillerdir” Hadisi ile; İhlas Suresi (“Allah birdir. O’dur ulu olan. O doğurmamıştır, doğurulmamıştır. Hiçbir şey O’nun dengi ve benzeri değildir)” Allahı tanımlar. İslam dini, Allah’a inanma (iman) dinidir. İman da Allah’ın ad ve niteliklerini bilmekle başlar. Konu ile ilgili Rabbimiz: “En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.” (Araf 7/180) buyuruyor. Hadis-i şerifte ise: “Allah’ın 99 ismi vardır. Bu isimlere inanarak ve manalarını anlayarak ezberleyen kimse Cennete girer” (Buhâri, Müslim ve Tirmizi) Buyrulmuştur. Allah’ın 99 ismine Esma-ül Hüsna (güzel adlar) denir. Ayet ve hadislerde tesbit edilen Cenabı Hakk’ın 99 ismi şerifleri ve anlamları şunlardır;
1. Allah: Doksan dokuz isimden birincisi Allah ismi şerifidir. Yüce Rabbimizin zat ve özel ismidir. Sayılan isimler içinde İsm-i A’zam’dır. Diğer isimler O’nun fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.
2. Er-Rahmân: Yarattığı bütün canlılara nimet veren.
3. Er-Rahîm: Acıyıcı, merhamet edici.
4. El-Melik: Bütün kâinatın sahibi, her şeyin hâkimi.
5. El-Kuddûs: Hatadan, gafletten, acizlikten ve her türlü eksiklikten münezzeh.
6. Es-Selâm: Kullarını selâmete çıkaran.
7. El-Mü’min: Emin kılan, koruyucu.
8. El-Müheymin: Gözetici ve koruyucu.
9. El-Azîz: Her şeye galip.
10. El-Cebbâr: Dilediğini zorla yaptıran, eksikleri tamamlayan.
11. El-Mütekebbir: Her şeyde büyüklüğünü gösteren.
12. El-Hâlik: Yaratıcı, yoktan var eden.
13. El-Bâri: Takdir eden.
14. El-Musavvir: Her şeye bir şekil ve hususiyet veren.
15. El-Ğaflar: mağfireti pek çok
16. El-Kahhâr: Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hâkim.
17. El-Vehhâb: Çeşitli nimetleri bahşeden.
18. Er-Rezzâk: Yaratılmışlara rızık ihsan eden.
19. El-Fettâh: Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran.
20. El-Alîm: Her şeyi çok iyi bilen.
21. El-Kabıd: Sıkan, daraltan.
22. El-Bâsıt: Açan, genişleten.
23. El-Hâfid: Dereceleri indiren, alçaltan.
24. Er-Râfi: Dereceleri yukarı kaldıran, yükselten.
25. El-Muiz: İzzet veren.
26. El-Müzil: Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27. Es-Semi: işiten.
28. El-Basîr: Gören.
29. El-Hakem: Hükmeden, hakkı yerine getiren.
30. El-Adl: Çok adaletli.
31. El-Lâtîf: Kullanna çeşitli faydalar ulaştıran
32. El-Habîr: Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar.
33. El-Halîm: Hilmi çok, yumuşaklık gösteren.
34. El-Azîm: Sonsuz büyük, pek azametli.
35. El-Ğafur: Mağfireti çok, bağışlayıcı.
36. Eş-Şekûr: Kendi nzası için yapılan iyi işleri daha ziyadesiyle karşılayan.
37. El-Aliy: Pek yüksek Yükseklikte sonsuz.
38. El-Kebîr: Pek büyük
39. El-Hafîz: Yapılan işleri tafsilâtıyla tutan, koruyan.
40. El-Mukît: Her yaratılmışın azığını veren, muktedir.
41. El-Hasîb: Hesap görücü.
42. El-Celil: Celâlet ve ululuk sahibi.
43. El-Kerîm: Kerem ve ihsan sahibi.
44. Er-Rakîb: Kendisine hiçbir şey gâlip olmayan, varlıkları gözeten.
45. El-Mücîb: Dualan kabul eden.
46. El-Vâsi: Rahmeti geniş ve sınırsız.
47. El-Hakîm: Buyrukları ve bütün işleri hikmetli.
48. El-Vedûd: Mü’münleri seven, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan.
49. El-Mecid: Şânı büyük, yüksek şerefe sahip.
50. El-Bâis: Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran.
51. Eş-Şehîd: Her şeye şahit, O’ndan saklı yok
52. El-Hak: Varlığı hiç değişmeden duran, hak üzere kaim.
53. El-Vekîl: Her şeye vekil.
54. El-Kaviy: Pek güçlü.
55. El-Metîn: Çok sağlam.
56. El-Veliy: İyi kullarına dost.
57. El-Hamîd: Ancak kendisine hamd-ü senâ olunan.
58. El-Muhsî: Her şeyin sayısını bilen.
59. El-Mübdî: Mahlûkâtı maddesiz ve ömeksiz olarak ilk yaratan.
60. El-Muîd: öldüren ve dirilten.
61. El-Muhyî: Hayat ve sağlık veren.
62. El-Mümît: Mahlûkun ölümünü yaratan.
63. El-Hay: Evveli ve sonsuzu diri olan.
64. El-Kayyûm: Gökleri, yeri ve her şeyi tutan.
65. El-Vâcid: Zengin ve ihtiyaçsız.
66. El-Mâcid: Şâm büyük, keremi bol.
67. El-Vâhid: Tek ve eşsiz.
68. Es-Samed: Muhtaç olunan ihtiyaçsız.
69. El-Kâdir: İstediğini, istediği gibi yapmaya gücü yeten.
70. El-Muktedir: Dilediğini yapan.
71. El-Mukaddim: İstediğini ileri geçiren, öne alan.
72. El-Muahhir: İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73. El-Evvel: İlk, varlığının evveli olmayan.
74. El-Âhir: Son, varlığının sonu olmayan.
75. Ez-Zâhir: Aşikâr. Görünen.
76. El-Bâtın: Gizli, gizli olan.
77. El-Vâli: Kâinatı tek başına idare eden, her işi yürüten.
78. El-Müteâlî: Zâtiyle en yüksek
79. El-Berr: İyiliği ve bahşişi çok olan.
80. Et-Tevvâb: Tövbeleri kabul edip günahları bağışlayan.
81. El-Müntekım: Suçlann karşılığını veren.
82. El-Afüv: Çok bağışlayan.
83. Er-Raûf: Çok acıyan.
84. Mâlikü’l- Mülk: Bütün mülklerin ebedî sahibi.
85. Zü’l-Celâl-i Ve’l-İkrâm: Şeref ve ikram sahibi.
86. El-Muksit: Adalet gösteren, her işi yerli yerinde yapan.
87. El-Câmi: İstediğini istediği zaman, istediği yerde toplayan.
88. El-Ğaniy: Çok zengin ve her şeyden müstağni
89. El-Muğnî: İstediğini zengin eden.
90. El-Mâni: Dilediğini engelleyen.
91. Ed-Dârr: Dilediğine elem, bela veren.
92. En-Nâfi: Dilediğine menfaat veren.
93. En-Nûr: Âlemleri nurlandıran, aydınlatan.
94. El-Hâdî: Hidâyete erdiren, doğru yolu gösteren.
95. El-Bedî: Ömeksiz, vasıtasız icat eden.
96. El-Bâkî: Varlığının sonu olmayan.
97. El-Vâris; Bütün mülklerin gerçek sahibi.
98. Er-Reşîd: Bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp dosdoğru ve bir nizam ve hikmet üzere akıbetine ulaştıran.
99. Es-Sabûr: Çok sabırlı.
Mustafa Özcan Güneşdoğdu Esmaül Hüsna dinle
Bu adları anma yoluyla Allah’a ulaşılacağına inanan tarikatlarla yoluna “esma yolu” denir. Bu yolu tutanlar Allah’ın adını belli sayıda tekrarlarlar (zikir). Bu tekrarlamada ya adlar birbirine eklenir (El Melikül Kuddüsüs Sela-mül Müminül Müheymin) ya başlarına harf-i tarif getirilir (El-Rahman, El-Rahim) ya da “Ya” ünlemiyle söylenir (Ya Allah, Ya Kerim). Melamelilik ve ondan doğan tarikatlarda ise Allah’a ulaşmak için “Ona (o adlara sahip olana) duyduklarını aşkla kendinden geçme” (cezbe) yolu seçilmiştir. Bu yola “müsemmâ yolu” denir.