“Kebâir” kelimesi büyük günahlar demektir, kebair kelimesinin tekili ise “kebîre”dir; dolayısıyla, ehl-i kebâir, büyük günah işlemiş kimseler manasına gelmektedir. Büyük Günahlar (Kebair); Allah’ın emirlerine aykırı davranış, kötü amel, isyan, karşı gelme, suç, kabahatlerin büyükleridir.
Günah; Farsça bir kelime olup, elinde suç sayılan, Allah’ın yasak ettiği söz ve davranışlar demektir. Allah’ın yapın dediği bir şeyi yapmamak günah olduğu gibi, yapmayın dediği bir şeyi yapmak da günahtır. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de büyük günahlar ile ilgili şöyle buyuruyor;
“Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız. ” (en-Nisâ, 4/31)
“Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler.” (eş-Şurâ, 42/37)
“O (muhsin ola)nlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar işleyebilirler… ” (en-Necm, 53/32).
Aynı ifadenin geçtiği hadislerden bir kısmında ise Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur;
Abdullah b. Mes’ud anlatıyor: Rasûlullah’a “Allah indinde en büyük günah nedir?” dedim. “Seni yaratan Allah’a Şirk koşmandır.” buyurdu.
“Bu gerçekten pek büyük, bundan sonra nedir?” dedim. “Seninle beraber yemek yemesinden, tüketici olmasından korkarak evlâdını öldürmendir. ” dedi. “Ondan sonra nedir?” dedim. “Ondan sonra komşunun hanımı ile zina etmendir” buyurdu.
Yine Abdullah b. Mesud’dan değişik bir senetle aynı hadis rivayet edildikten sonra şu ayetin nazil olduğu ilâve edilmiştir.
“Allah’ın (halis) kulları o kimselerdir ki, Allah’tan başka ilâha dua etmezler; Allah’ın haram kıldığı nefsi öldürmezler; meğer ki hakla ola. Zina da etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarptırılır. ” (el-Furkan, 25/68).
Abdurrahman b. Ebû Bekr, babasından, şöyle dediğini rivayet ediyor:Rasûlullah (s.a.s.)’ın yanında idik. Üç defa şöyle buyurdu: “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah’a Şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı Şahitliği yapmak… ” (Buharî, Edeb 6; İman, 16)
Başka bir hadiste, büyük günahlar, “el-Mubîkât: helâk edici” kelimesiyle ifadelendirilerek şöyle buyurulmuştur: “Yedi helâk edici Şeyden kaçının.” Bunlar nedir yâ Rasûlallah diye sorulunca: “Allah’a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah’ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır” buyurdular. Diğer bir hadiste ise: “Büyük günahlar dokuzdur: Allah’a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; müslüman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir. ” Diğer hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap içmek de ilâve edilmiştir. (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141-146; Ebû Davûd, Vasâya 10)
Ehl-i Sünnet itikadına göre; mutlak şirk haricinde büyük günah işleyen kimseler dinden çıkmış olmazlar ve Cehennem’de ebediyyen kalmazlar. Büyük günahlarından tevbe etmeden ölseler bile, iman ile ahirete gitmeleri halinde, Allah Teâlâ dilerse fazl-ı keremiyle onları da yarlığar, dilerse de adâletiyle muvakkat Cehennem azabına atar.
Büyük günahlar nelerdir maddeler halinde
İslam’da büyük günahlar konularına göre şöyle sıralanabilir.
Kalple ilgili olanlar: Şirk, günahta ısrar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, azabından emin olmak.
Dil ile ilgili olanlar: Zina iftirası, yalancı şahitlik, sihir, yalan yere yemin etmek.
Mide ile ilgili olanlar: Sarhoş edici içkiler içmek, yetim malı ve faiz yemek.
Cinsel organlarla ilgili olanlar: Zina, livata.
El ile ilgili olanlar: Hırsızlık, adam öldürmek.
Ayak ile ilgili olanlar: Savaş sırasında kaçmak.
Bütün bedenle ilgili olanlar: Ana-babaya itaatsizlik.