Mutabık; aralarında uyuşmazlık bulunmayan, birbirine uyan, uygun, muvâfık, tutarlı, herhangi bir konuda karşılıklı olarak anlaşmaya varan, anlaşan, birbiriyle uzlaşan gibi anlamlara gelir. İşte Mutabık ile ilgili cümleler.
– Üçü de bu karârın üzerinde mutâbık kaldı (Aka Gündüz)
– O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık. (H. Fahri Ozansoy)
– İki taraf, bu süreçte somut ilerleme ve karşılıklı anlayış sağlamış ve ikili ilişkilerinin her iki tarafı da tatmin edecek şekilde normalizasyonu için kapsamlı bir çerçeve üzerinde mutabık kalmışlardır.
– Eğer denildiği gibi dâvâ fikir suçu dâvâsı ise bunun üzerinde mutâbık kalmak lâzımdır (Burhan Felek)
– İnsanın derûnî güzelliklerini -gurur ve kibre düşmemek ve dînin özüne mutâbık kalmak kaydıyla- estetik değerler seviyesinde ifâde etmesi gâyet tabiî bir harekettir.
– Biz indirim oranı üzerinde mutabık kaldık.
– Cenâb-ı Hak, kendisini, hakîkate mutâbık olarak, fakat insanların anlayabileceği tarzda tanıtmıştır.
– Bu vâkıa mutâbık-ı hakîkat olmaktan uzak bir dalâlettir (Kâtip Çelebi’den Seç.). Benim cihandaki hâlim buna mutâbıktır (A. Hâmit)
– Oʼnun hâli kaline, özü sözüne mutâbık olduğundan, sözleri gönüllerde tesir bereketine mazhar olmuştur.
– Amerikalıların çoğu Başkan Wilson ile mutabık kalmıştı.