Arka; öne, ön yüze karşıt olan yan, arkada olan, arkada bulunan, geri kalan bölüm yada kısım demektir. Diğer bir ifade ile arka, herhangi bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi, otururken sırtın dayandığı yer, art, peş demektir. İşte arka kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– İstanbul’da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu. (B. R. Eyuboğlu)
– Bizim daire arkaya bakıyor.
– Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu. (T. Buğra)
– Aynanın arkasını kazıdık.
-Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı. (R. H. Karay)
– Arka sıradaki öğrenciler hemen yanıma gelin.
– Memur olmak için büyük bir arka gerek. (H. R. Gürpınar)
– Arkaya doğru ilerleyen yolcuları takip edin.
– Şimdi, Mısır’ın aldığı stratejik kararın arka planına bakalım.
– Evin arkasında bahçe var.
– Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.
– Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti. (Y. K. Beyatlı)
– Evimin arkasında küçük bir gölet var.
– Arka taraflara doğru yolunuz açılır.
– Çocuk, kapının arkasına saklandı.
– Annesi arka çıktı da çocuğu dayaktan kurtardı.
– Arkada kalan öğrencilerin başına biri gitsin.
– Ben sınıfta en arka sırada oturuyorum.
– Kaçakçılığın arkası alındı.
– Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
– Tavaf yaparken grubun arkasında kalma!
– Önce Hasan Şaş’ı sonra kaleciyi aşan top arka direkteki Burak Yılmaz’a geliyor.
– Birini arkasından övmek, iyi birşey mi bilmiyorum.
– Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
– Biz gidiyoruz sen bize arkadan gelir yetişirsin.
– Destekliyorum ama biraz arka planda kalmaya çalışıyorum.
– Çocuğun arkası ağrıyormuş.
– Bir yüz çıbanım var, bir de burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
– Arkadan gelen haberler hiç iyi değil.
– Yol ortasında oturuken arkamdaki arabayı görmemiştim.
– Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün. (S. F. Abasıyanık)