Teheccüd Namazı, gece bir miktar uyuduktan sonra kalkıp Allah rızası için iki veya on iki rekat kılınan nafile bir namazdır. Diğer bir ifade ile teheccüd namazı, iman ve vahiyden sonra İslam’ın inananların önüne koyduğu ilk emirdir, bu anlamda İslâm’ın başıdır. Teheccüd kelime manası olarak ise; uykudan güçlükle uyanmak, uyuyup ondan sonra uyanmak gibi manalara gelir. Teheccüd namazı; 610 yılından 620 yılında beş vakit Mirâc ile farz kılınana kadar, namaz olarak varlığını tam on yıl sürdürmüştür. Gece namazı olarak da bilinen teheccüd namazı peygamber efendimize (sav) farz kılınıp ümmetine ise sünnet kılınan oldukça faziletli olan bir nafile namazıdır.
Sevgili Peygamberimiz (sav) bu namazı hiç terketmemişler bir hadis-i şeriflerinde “Her kim geceleyin uyanır, hanımını da uyandırır ve iki rekat namaz kılarlarsa Allah Teala-yı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılırlar” buyurmuştur.
Başka bir hadiste de Peygamber Efendimiz (sav) “farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır” buyurmuştur. Bunun gibi sözlü teşvikleri yanında fiilen de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bu namazı devamlı kılmaya çalışması, teheccüd namazının bizim için sünnet olduğunu göstermektedir.
Teheccüd namazı nasıl kılınır?
Teheccüd namazı kılacak kişi, “niyet ettim Allah rızası için teheccüd namazı kılmaya” şeklinde niyet edebilir. Teheccüd namazının iki rekat ile sekiz rekat arasında çiftli sayılarda kılınması tavsiye edilmiştir. Bununla birlikte, dileyen kimse daha fazla da kılabilir. Bu durumda iki rekatta bir selam vermek daha faziletli olmakla birlikte, dört rekatta da selam verilebilir (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, Riyad, 1423/2003, II, 468-469).
İki rekattan fazla kılındığında arada konuşma, yeme içme gibi namaza aykırı davranışlarda bulunulmamışsa, tekrar niyet etmek gerekmez. Dört rekat olarak kılındığında, ikinci rekat sonunda teşehhüd için oturulduğunda “tahiyyat”tan sonra “Allahümme salli” ve “Allahümme barik” okunur. Üçüncü rekat için ayağa kalkındığında önce “Sübhaneke” okunur, euzü besmele çekilir ve Fatiha suresi okunur.
Teheccüd Namazının Kılınışı
1. Rekat
“Niyet ettim Allah rızası için Teheccüd Namazı kılmaya” diye niyet ederiz.
“Allahu Ekber” diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız.
Subhaneke‘yi okuruz.
Euzü-besmele çekeriz.
Fatiha okuruz.
Kur’an’dan en az, kısa üç ayet veya üç ayet miktarı uzun bir âyet okuruz.
Rüku‘ya gideriz.
Secde‘ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde‘ye gideriz.
2. Rekat
Ayağa kalkarak kıyama dururuz.
Besmele çekeriz.
Fatiha okuruz.
Kur’an’dan en az, kısa üç ayet veya üç ayet miktarı uzun bir âyet okuruz.
Rüku‘ya gideriz.
Secde‘ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde‘ye gideriz.
Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz.
“Es selâmu aleyküm ve rahmet’ullah” diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız.
TEHECCÜD NAMAZININ FAZİLETİ
Kur’ân-ı Kerim’de peygamberliğin hemen başında, Hz. Peygamber’in (sav) teheccüdle kendisine yüklenen ağır göreve hazırlanması,[El-Müzemmil, 73/5] o zaman diliminin maddi-manevi güçlendirici fonksiyonuna işâret eder. Ayetlerle sabittir. Ayrıca Ebu Talib-i Mekki, “Ey inananlar sabır ve namazla yardım isteyiniz…”[El- Bakara, 2/153] ayetini, kulun hayatın zorluklarında, güç kazanmasına ve sabra vesile olması sebebiyle teheccüd namazı olarak yorumlar. Şafiî ve Hanefîlerde hadislere göre gibi gecenin son üçte birinde kalkıp teheccüd kılınması gerektiği görüşü hâkimdir. Nüzûl Hadis’inde de Allah’ın dünya semasına indiği ifade edilen son üçte birlik zaman dilimi ile teheccüdün zaman dilimi aynıdır.
TEHECCÜD DUASI
İbn-i Abbas’tan -radıyallahu anh- rivâyet olunduğuna göre Nebiyy-i Ekrem, gece teheccüd için kalktığında şöyle derlerdi;
“Allah’ım Sana hamd olsun. Sen bütün semâları, arzı ve onlardakileri ayakta tutansın. Hamd Sana mahsûstur ey Rabbim! Sen semâların, arzın ve onlarda ne varsa hepsinin nûrusun. Hamd Sana mahsustur ey Rabbim! Sen semâların, arzın ve onlardakilerin hâkimi ve hükümdârısın. Ve Sana yine hamd olsun ki, Sen Hakk’sın. Sen’in va’din de hak, Sana kavuşmak da hak, sözün de hak, cennet de hak, cehennem de hak, nebîlerde hak, Muhammed’de -sallallahu aleyhi ve sellem- hak, kıyâmet de hak. Sana teslîm oldum ey Rabbim! Sana îmân ettim, Sana tevekkül ettim ve Sana yöneldim.
İnanmayanlara karşı, Sana dayanarak mücâdele ettim ve neticede ancak Seni hakem olarak kabûl ettim, benim evvelki yaptıklarımı da, sonradan yapacaklarımı da, gizli yaptıklarımı da açık yaptıklarımı da mağfiret et. Öne alan da Sen’sin, geriye bırakan da Sen’sin. Sen’den başka ilâh yoktur. Kuvvet ve kudret ancak, Allah’a dayanmakladır. (Buhârî, Teheccüd, 1)