Alafranga; Frenklerin töre, yaşam biçimi ve alışkılarına uygun demektir. Diğer bir ifade ile Alafranga; Avrupa eğitimiyle yetişmiş, batı uygarlığını benimsemiş kimse demektir. Alafranga kelime kökeni İtalyanca olup; Frenk gibi (Avrupa/ Fransız) ölçü, davranış giyim kuşam biçimidir. Karşıt anlamlısı “alaturka”dır.
Alafranga müzik, batı tarzında ve ölçülerinde yapılmış müzik demektir. Alafranga saat, bir günü 24 saat sayarak başlangıcını 00.01 olarak kabul eden saat sistemidir. Alafranga tuvalet, klozet ya da WC, genellikle bir oturak, oturak kapağı, rezervuar ve sifon sisteminden oluşan tuvalet demektir. Osmanlı döneminde Fransızların çağrıştırdığı kavram, genelleştirilerek bütün Avrupalılar için kullanılırdı. Frenk (Avrupalı), Fregistan (Avrupa), Frenk gömleği (Avrupalıların giydikleri biçimde gömlek) vb.
Osmanlı/Türk toplum yaşamında olmayan, taklit yoluyla Avrupa’dan alınan her şey alafranga terimiyle nitelendirildi. Alafranga saat, alafranga sofra, alafranga eğlence, alafranga öğretim, alafranga ceket vb. Sözcük daha çok moda için, özellikle de bilinçsizce Avrupa taklitçiliği, Batı hayranlığı ve bu anlamdaki züppeliklerle alay etmek için kullanılır. Tanzimat sonrası İstanbul sosyetesiyle taşra aydın çevrelerinde alafranga yaşam ve eğilimler yaygınlaştı. Özellikle Tanzimat sonrası İstanbul sosyetesiyle taşra aydın çevrelerinde alafranga yaşam ve eğilimler yaygınlaştı. Özellikle Tanzimat ve Servet-i Fünun dönemi roman ve öykülerinde İstanbul alafranga konak yaşamı konu edildi (Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Ekrem, Samipaşazade Sezai, Hüseyin Rahmi vb) alafrangalıkla alay eden eserler yazdılar. Sahnelerde halkı en çok eğlendiren oyunlar ise alafrangalıkla alay eden eserler olageldi.